Türk Medeni Kanunu’nun 411 ve 412.maddelerindeki yetkinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edildiği; Alman mahkemesi tarafından verilen vesâyet kararının; vesâyet altına almanın, Almanya’daki hukuki menfaatlerini koruyacağı gibi bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması ile de Türkiye'deki menfaatlerini koruyacağı-
Vesayet işlerinde yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerinde olduğu-
Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişinin yerleşim yerini değiştirmemesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 411. maddesi uyarınca vesayet işlerinde yetkili mahkemenin kısıtlının yerleşim yeri mahkemesi olduğu-
Merci tayini kararları kesin olup, aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği, bu kararın davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlayacağı; daha önce verilen merci tayini kararına rağmen mahkemenin yeniden yetkisizlik kararı veremeyeceği-
Vesayet işlerinde yetkinin, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu-
Vesayet işlerinde yetkinin küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu-
Hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer (Almanya) makamlarının da, ilgilinin milli hukukuna (Türk Hukukuna) veya bulunma yeri hukukuna (Alman Hukukuna) göre hacir kararı alabileceklerinin kabulü gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu’nun 411. maddesinde yetkili mahkemenin kısıtlının yerleşim yeri mahkemesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 7/g maddesine göre de kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunmasının zorunlu olduğunun hükme bağlandığı-
Vesayet işlerinde kesin yetkili mahkemenin küçüğün ya da kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu-