Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir...Doğru sonuca varılabilmesi için, taşınmazın ne zaman imar planı kapsamına alındığı ayrıntılı olarak araştırılmalı, buna ilişkin karar ve imar planları getirtilmeli, taşınmaz imar planına alınmış ise imar planından, alınmamış ise dava tarihinden geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının ve dava tarihinden itibaren iktisap süresince beşer yıllık periyotlarda çekilmiş olan hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyeti, 1 fotoğrafçı bilirkişi ve 1 fen bilirkişi marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğrafları üzerinde fotogrometri ve jeodezi uzmanı olan harita mühendisi bilirkişi kurulundan belirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, önceki niteliği, imar - ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ihyaya muhtaç ise imar - ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise taşınmazın hangi tarihte tarım arazisi haline gelmiş olduğu konusunda rapor alınmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup-dolmadığı belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK'nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli, HMK'nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, fen bilirkişisinde keşfi takibe yarar rapor alınmalı, bundan sonra netice hakkında karar verilmelidir.
Mahkemece, bozma öncesi ve bozma sonrası tanık beyanları arasında çelişki bulunduğundan 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, tüm taraf tanık beyanlarının birlikte tartışılıp değerlendirilmesi ve ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma öncesi ve bozma sonrası tanık beyanları arasında çelişki bulunduğundan 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm taraf tanık beyanlarının birlikte tartışılıp değerlendirilmesi, davacıların az veya çok kullanabilecekleri bir yerin varlığı halinde davanın reddine karar verilmesi, yoksa davacıların talepleri de dikkate alınarak taşınmazın kullanım durumuna göre intifadan men koşuluna gerek olup olmadığı da belirlendikten sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış ve/veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, yerinde yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının HMK'nin 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, dava konusu taşınmazın kim ve/veya kimler tarafından, tamamının mı yoksa bir bölümünün mü, ne miktarda ve hangi amaçla kullandığı, niza konusu kavak ağaçlarının kim veya kimler tarafından dikildiği, taşınmaz üzerinde davacının kullandığı ya da kullanabileceği bir yer olup olmadığı, var ise bu kısmın kullanımına davalı tarafından engel olunup olunulmadığı hususlarının taraf tanıklarından ayrıntılı olarak sorulması, bu şekli ile davalının kullanım durumunun (ecrimisil talep edilen dönem itibariyle) tereddüte mahal bırakılmayacak biçimde tespit edilmesi, taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğunda 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm taraf tanık beyanlarının birlikte tartışılıp değerlendirilmesi, (şartların varlığı halinde) davacının talepleri de dikkate alınarak taşınmazın kullanım durumuna göre intifadan men şartının aranması gerektiği de gözetildikten sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış ve/veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz bölümlerinin "orman içi" açıklık niteliğinde mi, yoksa zilyetlikle kazanıma elverişli tarım arazisi vasfında mı olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği-
Mahkemece yapılacak keşifte 1985-1990 yılları arasında hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip taşınmazın toprak yapısı incelenmesi, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınması, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK'nın 259. ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığının, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığının belirlenmesi, yerel bilirkişinin imar- ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıklarının saptanması, ziraat mühendisinden taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden olup olmadığı yönünde rapor alınması, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, murisi yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3.7.2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri gözetilmek suretiyle yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığının, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığının hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmesi, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler, olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınması; son olarak dosya kapsamında davacı ......... adına 100 dönümü aşacak şekilde tapu kaydı bulunmakta olup, ancak tapu kayıtlarından davacının bu taşınmazları edinme sebepleri anlaşılamamakla bu tapuların oluşumuna dayanak teşkil eden belgelerin ilgili yerlerden getirtilerek, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
20. HD. 23.05.2019 T. E: 2016/13185, K: 3612-
Kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 s. K. m. 4 uyarınca yapılmış olup mahkemece çekişmeli yerlere ilişkin dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip zemine uygulanarak çekişmeli yerlerin bu belgelerdeki durumları araştırılmadığı ve çekişmeli yerlerin ne zamandan beridir, ne şekilde ve kimler tarafından kullanıldığı net olarak belirlenmediği gibi bazı bölümlerin 10-15 yıldır kullanılmadığı yapılan keşifte mahalli bilirkişilerce ifade edilmesine rağmen bu bölümlerde davacıların zilyetliklerinin devam edip etmediği, iradi terk olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmiş olup, önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen mühendisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, belirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin hava fotoğrafları ve memleket haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve yine hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazın niteliği ile üzerinde varsa bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı kullanılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, taşınmazın toprak yapısının incelenmesi, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınması, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259. ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığının belirlenmesi, yerel bilirkişinin imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, kaç yıldır kullanılmadığının saptanması toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği-
TMK. mad. 713/1 ve 2 gereğince mülkiyetin aktarılmasına ilişkin açılan davada, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde ve hangi tarihte intikal ettiğinin, davacıların zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, giderilmesi, keşfe katılacak teknik bilirkişiden taşınmazlardaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı tanığının dinlenmesinden davalı taraf vazgeçmediği halde, mahkemece dinlenmesinden sarfınazar edilerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı-