Mahkemece (öncelikle) 124 ada 142, 172 ve 173 no'lu taşınmazların davalının kullanımında olduğu ve kanunun aradığı anlamda geçerli bir taksimden söz edilemeyeceğine göre, davalının davacıların payına vaki müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekmekte iken, geçersiz taksime değer verilmek suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, akabinde 107 ada 21, 111 ada 3 ve 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, yeniden yerel, teknik ve uzman bilirkişiler ile listede bildirilen tanıklar aracılığıyla keşif yapılarak davacıların payları karşılığında az ya da çok bir yer kullanıp kullanmadıkları veya kullanmalarına müsait boş yer bulunup bulunmadığı hususlarının keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklara ayrıntılarıyla sorularak, mahalli bilirkişilerin ve tanıkların açıklamalarının fen elemanının teknik raporuna ve krokisine duraksamaya yer bırakmayacak açıklıkta yansıtılmasının sağlanması ondan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde uyuşmazlığın çözüme kavuşturularak karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa çekişmeli bölümün kim veya kimlerin paylarına isabet ettiği ve kimler tarafından kullanıldığı, oluşmamışsa davacının kullanabileceği yer bulunup bulunmadığı ortaya konulmuş olmadığından, tarafların bildirdikleri tüm delillerin toplanması, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise kimin nereyi kullandığının belirlenip krokiye yansıtılması, fiili kullanma biçimi oluşmamışsa davacının payına karşılık taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; öncelikle çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişiler eşliğinde yapılacak keşifte taşınmazın kadimden beri ne şekilde kullanıldığının, tarım arazisi olarak kullanıldığı beyan edildiği takdirde davacıların taşınmazı edinim şeklinin araştırılması, satın alma ile yolu ile edinilmiş ise satın aldıkları önceki maliklerin zilyetliğine de dayanacakları için kaç yıldan beri taşınmazın tarım arazisi vasfı ile kullanıldığının belirlenmesi gerekeceği, bunun yanı sıra çevre parsellerin dayanak kayıtları, Toprak Komisyonun ve Mera Komisyonun mera çalışmalarına dair tahsis kayıt ve krokileri, 1971 ve öncesi tarihlere ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip uzman bilirkişilere zeminde uygulatılması, taşınmazın niteliğinin kesin olarak saptanması, keşfi izlemeye uygun fen bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK 26. maddesi gereğince, davacılar dava dilekçesinde 10'ar dönüm yerin tescilini talep etmiş olmasına rağmen talep aşılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, taşınmazlar başında keşif yapılarak, uzman bilirkişilerden açıklanan ölçütleri yansıtan, paylı taşınmazların zaman ve yer olarak bölünme biçimini belirleyen, çeşitli seçenekleri içeren rapor alınması, her bir paydaşın kullanıp yararlanacağı bir yerin bulunması halinde, dahi zaman olarak bölünmesi, kullanım şeklinin taşınmazların sürekli özgülenmesi şeklinde yapılamayacağı gözetilerek bunlardan en uygun olanına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde fen bilirkişisi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılması, taşınmazların fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından hangi sebebe dayalı olarak kullanıldığının, kullanımın ne şekilde sürdürüldüğünün, çekişmeli taşınmazda tespit günü itibarı ile fiili kullanım bulunup bulunmadığının, var ise ne şekilde olduğunun, yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tahsis tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığı tespit edilmiş olup tahsis işleminin de geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla davacıya tahsis edilen yer hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacıya naklini sağlayacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öncelikle 36 No'lu Toprak Komisyonu kararına dayalı olarak hazırlanan harita veya krokinin araştırılması, bu krokiye istinaden kura sonucu davacıya tahsis edilen yerin saptanması, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken talebi aşan bir şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece yapılan keşifte dinlenen bilirkişilerin belirlediği üzere davacının irtifak hakkına elatmanın sabit olduğu tespit edilmişse de; davalı tarafından yargılama sona erdikten sonra irtifaka konu elektrik hattı yüksekliğinin artırıldığı iddia edildiğinden, mahkemece yeniden keşif yapılması ve dava konusu elektrik hattı yükseltilmişse mevcut durumda elatma olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın hayatın olağan akışına göre ........ TL olmasının mümkün olmadığı, keşif yapılmadan dava dilekçesinde belirtilen miktarın bağlayıcı olmadığı, keşfen belirlenecek değer üzerinden harç alınıp sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Anılan imar uygulaması işlemi idare mahkemesi kararıyla iptal edilmiş ise de kadastral parsel henüz ihya edilmemiş olduğundan davacıların ipotek bedelinin depo ettirilmesi ve ipoteğin fekkini talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu, o halde; imar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekeceğinden belediyeden şuyulandırmaya ilişkin evrakların getirtilerek dava konusu taşınmaza kaç metrekare taşınmaz bedeli için ipotek konulduğu tespit edilip, bedel/m² oranlaması yapılmasından sonra mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak taşınmazın bulunduğu mevkideki emsal değerler gözetilmek suretiyle emsal araştırması yapılması, imar uygulamasına ilişkin belgeler incelenerek davalının parselinden davacı parseline kaç metrekare yer gittiğinin, yerin dava tarihindeki rayiç değerinin yeniden belirlenmesi ve bu bedel depo ettirildikten sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içerisinde bulunan hidrojeoloji bilirkişisi ve jeoloji bilirkişisi raporlarından davacıların kullandığı suyun debisinin davalıların açmış oldukları kuyu nedeniyle azalmış olduğunun anlaşıldığı, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için suların en az olduğu bir dönemde mahallinde jeoloji ve ziraat mühendisi bilirkişiler eşliğinde keşif icrası ile tarafların suya ihtiyaç durumu, sudan yararlanan tüm taşınmazlar belirlendikten sonra yararlandıkları veya yararlanabilecekleri tüm su kaynakları da incelenerek, davacılara ait taşınmazlarda yapılan zirai faaliyet nedeniyle su ihtiyacının kesin olarak belirlenmesi gerekeceği, davacıların tarımsal faaliyetlerindeki su ihtiyaçlarını diğer kaynaklardan karşılayamadığının belirlenmesi halinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmeli, su ihtiyaçlarının bulunmadığının tespiti halinde ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-