Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet- Maddi tazminat- Manevi tazminat- Husumet yokluğu- Markanın 556 sayılı KHK’nın 11 ve 17. maddeleri uyarınca davacı adına devri-
İnternet üzerinden yapılan haksız rekabet eyleminde içeriği kontrol yükümlülüğü bulunmayan yer sağlayıcının, haksız fiile iştirak eden sıfatında olabileceği ve sorumluluğunun ancak hukuka aykırı yayının kendisine bildirilmesi ya da bunu bilecek durumda olduğunun ispatıyla mümkün olduğu- “Uyar kaldır” olarak anılan bu kural, "yer sağlayıcıyı ihtar ile hukuka aykırı içeriği kaldırtma, aksi halde sorumluluk yükleme" biçiminde açıklandığından yer sağlayıcının tazminat sorumluluğu için sıralı bir ihtar prosedürü gerekmeyip haberdar edilmiş olmasının yeterli olduğu-
Somut olaya uygulanması gereken normun KTK 109. maddesi değil, TTK'nun zamanaşımı ile ilgili hükümleri olup, rehin alacaklısının araç hasarını (zararı) ne zaman öğrendiği davalı kasko şirketine başvurup başvurmadığı araştırılmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gibi davalı sigorta şirketinin rehine konu aracın kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirket olduğu halde, mahkeme kararının gerekçesinde davanın zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğunun belirtilmesi ve buna göre değerlendirme yapılması gerektiği-
Şirket hisse devirleri dava tarihinden önce yapılmış olsa da, mahkemenin tecavüz tarihi itibariyle değerlendirme yapılması ve tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tecavüz tarihinin esas alınması gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesinin davalının oteli devretmesi ve bu nedenle husumet yokluğundan red ettiği ilk derece mahkemesinin kararını haksız olduğu-
Esnaf odası tarafından belirlenen tarifenin altındaki fiyatlarla hizmet sunulması (5 TL'ye saç tıraşı; 3 TL'ye sakal tıraşı yapılması) haksız rekabet oluşturur mı? Davalı berberin eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin (tedarik fiyatının altında satış yapıp yapmadığı veya iş şartlarına uyup uymadığı hususlarının) sektör ve muhasip bilirkişilerin uzmanlık alanlarına giren konularda verdikleri raporlar gözetilerek hâkim tarafından takdir edilmesi gerektiği, uyuşmazlığın sadece hâkimin hukuki bilgisi ile çözümlenemeyeceği- 
Rekabet yasağı hükmünün ihlalinden kaynaklı tazminat davası mutlak ticari dava niteliğinde olduğu-
Kişilik hakkına saldırı olmaksızın, şikayet ve eleştiri hakkının kullanılmasının engellenemeyeceği-  Davalının internet sitesinde tüketicilerce bildirilen muhtelif şikayetlerin yayınlanmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığı- Taraflar arasında üyelik sözleşmesinin yapılma zorunluluğu da bulunmadığından sözleşme ilişkisinin sonlanmasından sonra da söz konusu şikayetlerin bir süre daha yayınlanmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, anayasal bir hakkın kullanılması sınırını aşmayan şikayetlerin siteden kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
Davalının resmi ücret tarifesinin altında hizmet verdiğini ileri sürerek, haksız rekabetin, tesbiti ile önlenmesini, talep ve dava edilen somut uyuşmazlıkta- Davalının esnaf olmadığı, tacir olduğu, davacının belirlediği fiyatlara uyma yükümlülüğünün bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddinin gereği-
Ticaret unvanın terkini, haksız rekabetin tespiti ve meni ile ihalenin feshi istemi- Davalı şirketin ticaret sicilden terkinine karar verilmişse de, TTK. mad. 52 uyarınca davalıya ait ticaret unvanının ayırt edici sözcüğü niteliğindeki ibarenin ticaret unvanından terkinine karar verİlmesi gerekirken, davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açacak şekilde tüm ticaret unvanın sicilden terkinine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu- İhalenin feshi isteminin icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
Markaya tecavüz, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davada, dava tarihinden sonraki kullanım değerlendirilerek karar verilemeyeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor