Davacının yaptığı ödemelerin o tarihteki kur üzerinden ABD doları karşılığının hesaplanarak karar verilmesi gerekeceği–
Bankaların -kredi sözleşmelerinde yer alan özel hükümler nedeniyle- kredi faiz oranlarını günün koşullarını dikkate alarak tek taraflı olarak belirleme (değiştirme) yetkisine sahip olmalarının, BK’nun 19 ve 20. (şimdi; TBK.'nun 26 ve 27.) maddelerine aykırılık teşkil etmediği ancak bir «güven kurumu» olduklarından, bu yetkilerini MK’nun 2. maddesi çerçevesinde «dürüstlük kuralları»na göre kullanmaları gerekeceği–
İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrine «veli», «vasi» veya «mirasçı» tarafından itiraz edilmiş olması halinde inkar tazminatına hükmedilebilmesi için bunların kötüniyetli olduklarının isbatı gerektiği–
Kira sözleşmesine kefil olmuş olan 3. kişinin kefaletinin «sınırlı bir kefalet» olduğu, BK. 493 uyarınca kefalet süresinin bitimini izleyen 1 ay içinde alacaklının icraya veya mahkemeye müracaatla hakkını talep etmemesi halinde kefilin kefaletten kurtulacağı–
Gecikme tazminatının faiz niteliğinde olduğu, bu nedenle buna ayrıca faiz yürütülemeyeceği–
Davalının tanık dinlenmesine muvafakat etmemesi halinde davacının «kira akdinin süre dolmadan, karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiğini» tanıkla isbat edemeyeceği–
Bir tarife ve abonman sözleşmesine dayanılarak İzsu İdaresinde alınan «atık su bedeli»nin çevre temizlik vergisi olmadığı, özel hukuk ilişkisine dayalı olarak talep edildiği–