Birlikte kefillerden birinin borcu ödemesinin diğer kefili de borcundan kurtaracağı–
Faturanın tebliği ile alacak muaccel hale gelirse de, temerrüt için BK. 101 (şimdi; TBK. mad. 117) uyarınca borçluya ihtarname gönderilmesi gerektiğinden, icra takibinden önce borçluya ihtarname gönderilmemişse, borçlunun takip tarihi itibariyle temerrüde düşeceği ve bu tarihten önceki dönem için «işlemiş faiz» istenemeyeceği–
Dava, davalı banka çalışanlarının yasa yönetmelik ve genelgelerin kendilerine yükledikleri araştırma/soruşturma görevlerini ihmal ederek usulsüz kredi vermeleri nedeni ile davacı bankaya verilen zararın tazmini için başlatılan icra takibine davalıların yaptığı itirazın iptaline ilişkindir. Davalılar hakkında açılan ceza davası mahkûmiyetle sonuçlanmış olup; kredilendirme işlemlerinde imzası bulunan ve bu surette katkısı bulunan müdür yardımcısı da istenen tazminattan sorumludur. Savunmasında ileri sürdüğü hususlar, ancak rücu davasında gözetilebilecek hususlardır. Bu bakımdan davanın davalı müdür yardımcısı yönünden reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasında temerrüt faizi konusunda bir sözleşme bulunmayan durumlarda temerrüt faizinin 3095 sayılı Kanunda öngörülen orana göre temerrüt faizinin belirleneceği–
Hukuki ilişkinin davalılar tarafından inkâr edilmiş olması halinde, davacının tek taraflı düzenleyip davalılara gönderdiği faturanın tek başına davayı ispat için yeterli olmadığı–
İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımına uğramış çekler yönünden kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de bu durumda hamilin aralarında temel ilişki varsa bu çeklere yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak ve iddiasını her türlü delille kanıtlayarak dava açabileceği, arada temel ilişki bulunmaması halinde ise uyuşmazlığın TTK. 644 (şimdi; Yeni TTK. mad. 732) hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği–