Mahkemece davalı tarafından ibraz edilen banka dekontu ile yapılan ödemelerin dava konusu alacaktan mahsup edilerek hüküm kurulmuş ise de, davacı ödemelerin başka alacağa ilişkin bulunduğunu, başka bir alacaktan mahsup ettiğini ileri sürmüştür. İbraz edilen banka dekontlarındaki açıklamalardan ödemelerin dava konusu alacağa mahsuben yapıldığı açık bir şekilde anlaşılmamaktadır. Bu durumda, taraflara mahsubun hangi alacağa ilişkin olduğu hususunda yazılı beyanda bulunmaları ve bu yöndeki delillerini ibraz olanağı tanınıp ispat külfetinin hangi tarafa düştüğü belirlenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
«Faiz», «icra tazminatı» ve «giderler»in görevin tesbitinde hesaba katılmayacağı (Ancak «gecikme zammı», faiz niteliğinde bulunmadığından takibe konu edilen asıl alacak ve gecikme zammının toplamına göre davada görevli mahkemenin saptanması gerekeceği)–
6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca kamu alacaklarından zincirleme sorumlu olan limited şirket ortaklarından birisinin borcu ödemesi halinde, diğer ortaklara payları oranında müracaat edilebileceği–(NOT: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. Maddesi’nin (5) ve (6). Fıkralar, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 T. VE E: 2014/144, K: 2015/29 Sayılı Kararı İle İptal Edilmiştir.)
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda % 40 (şimdi; %20) tazminata yabancı para üzerinden değil takip konusu yabancı paranın takip tarihindeki -döviz satış kuruna göre- Türk parası karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekeceği–
Zamanaşımına uğramış bononun keşideci ile lehtar arasındaki ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, temel ilişkiye dayanılarak alacak talep edilmesi halinde zamanaşımının da temel ilişkiye göre belirleneceği-
Taraflar arasında temerrüt faizi konusunda bir sözleşme bulunmayan durumlarda temerrüt faizinin 3095 sayılı Kanunda öngörülen orana göre temerrüt faizinin belirleneceği–
Davalı kefilin temerrüt tarihinin saptanması için, davacı banka tarafından kendisine hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilip edilmediğinin araştırılarak, tebliğ edilmişse tebliğ tarihine göre, tebliğ edilmemişse takip tarihinden itibaren temerrüdün başlayacağı–