B.K.uyarınca temerrüt faizine faiz yürütülmezse de, akdi faize faiz yürütülmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Davacı bankanın hesabı kat ettiği tarihten, borçluların temerrüde düştüğü tarihe kadarki faiz alacağı akdi faiz alacağı olup, bu alacağa tekrar faiz yürütmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Davacı hamil ile diğer keşideci davalılar arasında temel ilişki bulunmamakta olup, hamilin, keşideci davalılara TTK.’ nun 644. (şimdi; 732.) maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre başvurabileceği ancak bu müracaatın süresinin senet zamanaşımı (vade tarihinden itibaren 3 yıl) süresinden itibaren (1) yıl olduğu-
Sigorta şirketi yönünden temerrüt; ilgililerce gerekli belgelerin ibrazından 8 gün sonra, belgeler ibraz edilmemişse, icra takibi varsa takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihinde başlar. Sigorta şirketi araç maliki ve sürücünün kusurlarıyla poliçe limiti kadar sorumlu olup, takip tarihi itibarıyla alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-
İİK. 264/II'deki 7 günlük sürenin "borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren" işlemeye başlayacağı, alacaklının, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka bir şekilde öğrenmiş olsa bile, 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
İcra takibinde yetkiye ve borca itiraz edildiğinde itirazın iptali davası açılması hali yapılan itirazın yersizliğini amaçlar. Bu bakımdan mahkemece İİK.’ nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenir. İcra dairesi yetkili ise işin esası incelenir. Takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılırsa, borcun esasına yönelik itiraz incelenmeden takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle dava reddedilir. Anılan yön gözetilmeksizin yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Tapuya kayıtlı gayrimenkulün satış vaadinin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılması gerekir. Somut olayda gayrimenkul satış vaadi adi şekilde yapıldığından geçersiz olup varsa herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Geçersiz olan sözleşmeye bağlı cezai şartta geçersiz hale gelir. Bu durumda davacı, davaya konu bono karşılığında davalıya bir ödemesi varsa bunu geriye talep edebilir. Mahkemece bu yön üzerinde durulup davacıya bu konudaki delilleri ibraz olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. Çünkü icra dairesinin yetkisine yapılan incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir-
İtirazın iptali davasına bakan mahkemenin, kendi yetkisine itiraz olmasa dahi öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. Çünkü icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkemenin “kendisinin de yetkili olup olmayacağını” belirleyeceği-
İİK.’nun 67/III. maddesi; “itiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. İtiraz eden mirasçılar kötü niyetleri ispat edilemediğinden, mahkemece %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmolunmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “dava konusu alacağın faiz alacağı olduğu ve çekten kaynaklandığı, bu nedenle 6 aylık zamanaşımı süresi içinde talep edilmediğinden artık istenemeyeceği” gerekçesiyle “davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-