Davalı bankadan yazılı teyit almadan, davalı banka çalışanlarının sözlü beyanlarına güvenerek malı dava dışı şahsa teslim eden davacı yan kusurludur. Ne var ki hem teminat mektubunun faks metnine hem de ertesi gün ibraz edilen aslına iki kez sözlü teyit verilmesi sonucu, malın dava dışı şahsa teslim edilmesine sebep olan gerekli özeni göstermeyen ve davacı yetkilisine teminat mektubunun geçerliliği hakkında güven sağlayan teminat mektubunun muhatabı davacıyı haberdar etmeksizin onun ibrasını almaksızın süresinden önce teminat mektubunun iadesini kabul edip, bloke hesabını tasfiye eden banka çalışanlarının bu eyleminden dolayı davalı bankanın da muterafik kusurlu olduğu, nitekim dosyada alınan bilirkişi raporu da bu doğrultudadır. Bu durumda mahkemece alınan bilirkişi raporlarında taraflara yüklenen kusur oranlarındaki farklılık ve raporlara itirazlar da gözetilerek yeniden telif edici 3. bir bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile, tarafların kusur oranı saptanarak varılacak sonuca gör
Davacı alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için talebin haksız olmasının yanı sıra takibin kötüniyetli olarak yapıldığının ispat edilmesi gerekir. Davacının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı halde, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalının imzasını taşıyan ‘müşterek borçluluk ve müşterek müteselsil kefalet’ başlıklı taahhütnamedeki kefalet limiti ve düzenleme tarihinin farklı bir kalem ile yapıldığı anlaşılmakla birlikte, bu yazının sonradan eklendiği kanıtlanmamış olduğundan, kefalet geçerlidir- Her ne kadar mahkeme B.K. nun 491/1. maddesini ileri sürerek davayı reddetmişse de, bu madde hükmü adi kefalete ilişkin olup müteselsil kefalete uygulamak olanağı bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Dava konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak “likit” olduğundan İİK. 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının borçlarının bir kısmı iflasın açılmasından öncesine, bir kısmının sonrasına ait olması durumunda; iflasın açılmasından önce müflis banka ile davalı arasında kurulan gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca doğan teminat mektubu komisyon borcu ile davalı kendi alacağını takas edebilecekken, iflasın açılmasından sonraki dönemde işleyen teminat mektubu komisyon borcu her dönem için ayrı doğduğundan, davalının bu dönemdeki komisyon borcu ile kendi alacağını takas edemeyeceği-
Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine davacı yetki itirazını kabul ederek icra dosyasını yetkili icra dairesine gönderilmesini istemiş ancak, yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliğ ettirmeden “itirazın iptali davası”nı açmıştır. Davanın açıldığı tarihte yetkili icra dairesince çıkarılmış ve borçlu tarafından itiraz edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından ve bu nedenle dava şartı oluşmadığından davanın reddi gerekeceği-
İtirazın iptali davasına konu uyuşmazlıkta elektrik aboneliği dava dışı eski malike aittir. Elektriği fiilen kullanan, abone ile birlikte tüketim bedelinden sorumludur. Bu durumda davalıların fiilen kullanma süreleri tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalıların abone olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
İflasın açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı, ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra oluşan davalara devam olunabileceği; dava konusu alacağın iflas masasına kabulü veya reddi kararı ikinci alacaklılar toplantısında verilecektir. Bu toplantıda alacağın iflas masasına kabulüne karar verilmesi halinde müflisin taraf olduğu hukuk davasının konusu kalmayacak, aksi halde (alacağın kısmen veya tamamen reddi haline) davada husumet iflas idaresine yöneltilerek “kayıt kabul davası” olarak davaya devam edilecektir-
Davalının ibraz ettiği ve davacının imzasını taşıyan belge, dava konusu bononun, vade tarihi ile aynı tarihi taşıdığının anlaşılması ile davacı her ne kadar bu belgenin başka bir bono işle ilgili olduğunu iddia etmişse de, bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği-