B.K. gereği muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrid olacağından, takipten önce borçlulara usulüne uygun bir ihtarname keşide edildiği ve tebliğ edildiği kanıtlanamadığında, borçluların takiple birlikte temerrüde düşeceğinin gözetilmemesinin ve takip talepnamesinde istenen işlemiş faize itirazın da iptaline karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Borçlunun kısmi itirazının kaldırılması halinde alacağın tamamı üzerinden değil, itiraz edilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı akdi ilişkiyi inkâr etmiştir. Taraflar arasında akdi ilişki bulunmaması halinde yetki yönünden B.K.’nun 89/(1) ve HMK.’nun 10. maddelerinin uygulanabilirliğinden söz edilemeyeceği-
Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Dava konusu faturaların tarihleri, davalının çekle ödeme tarihlerinden önce olduğuna göre, ödemelerin bu faturalara yönelik olduğu konusunda karine bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının “çekle ödemelerin dava konusu faturalara değil, başka bir ilişkiden doğan fatura bedellerine yönelik olduğu” konusundaki iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekeceği-
Dava TTK.’nun 732. maddesine dayanılarak açılmıştır. Anılan yasa hükmü gereğince davalının sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerekir. Başka bir deyişle bu tür davalarda ispat yükü davalı taraftadır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden ispat, külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Diğer telefon şirketlerinin uyguladığı faiz oranlarının dava konusu olan fatura tarihindeki ortalamasının hesaplanması o dönemdeki diğer ekonomik etkenlerde dikkate alındığında faiz oranının haksız ve fahiş olup olmadığının bilirkişi vasıtası ile araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sözleşmedeki şartın geçersiz olduğu açıklanıp işlemiş faiz talebinin tümden reddi ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmesine karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardan olduğu, alacağın likit ve belli olması gerektiği, takip konusu asıl alacak likit olup asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Çek yasal süre içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediği için, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiştir. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki var ise, çek delil başlangıcı niteliğinde olduğundan alacak her türlü delille ispatlanabilir. Temel ilişki mevcut değil ise, TTK.’ nun 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Davalı vekili dava konusu çekte keşideci sıfatıyla imzası bulunan eski kooperatif yöneticileri hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava bulunduğunu savunmuştur. BK. 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararının hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, anılan ceza davasının neticesi beklenilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı tarafından davalıya alacağın ödenmesi içinde ihtarname keşide edilerek ödemenin 7 gün içerisinde yapılması talep edilmiştir. Bu durumda temerrüt tarihi, ihtarnamenin borçluya tebliğ edildiği tarihe ilave edilecek 7. günün sonudur. Diğer yandan taraflar arasında sözleşme ile temerrüt faiz oranı kararlaştırılmadığından, alacağa 3095 sayılı Yasa uyarınca temerrüt faizi uygulanması gerekeceği-