Dava konusu çeklerin davacı hamil tarafından bankaya süresinde ibraz edilmediği ve zamanaşımına da uğradıkları anlaşılmış olup, bu durumda hamilin kambiyo hukukuna dayalı başvuru hakkını yitirmişse de, TTK nun 644. (şimdi; TTK.'nun 732.) maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye başvuruda bulunabileceği, keşidecinin, bu talebe karşı “sebepsiz zenginleşmediğini” kanıtlamadıkça çek bedeli ile sorumlu olacağı-
Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde “İzmir İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğu”na ilişkin yetki şartı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece HUMK. nun 22. maddesi uyarınca “İzmir İcra Daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğu” gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekeceği-
Zamanaşımına uğramış bonodan dolayı kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilmiş olur. Davacı bonoyu ciro yolu ile eline geçirmiş olup, taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. TTK.’nun 690 maddesinde 644. madde sayılmadığından, zamanaşımına uğramış bonolar yönünden anılan yasa maddesinde yer alan sebepsiz iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı- NOT: Yeni TTK.’nun 778/d maddesinde, “sebepsiz zenginleşme”ye ilişkin TTK. 732. Maddeye atıf yapılmış olduğundan, bu içtihat yeni TTK. bakımından önem ve geçerliliğini yitirmiştir.
Davacı takip talebinde asıl ve faiz alacağı talep ederek toplam alacak üzerinden icra faizi uygulanmasını talep etmiştir. Bu istemin BK nun 104/son maddesinde yer alan, “temerrüt faizine faiz yürütülemeyeceği” ilkesine aykırı olacağı-
Mahkemece, dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin surette kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davanın reddine karar verilmek; masaya kayıt edilmek istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmişse ve kayıt- kabul davası ayrıca açılmamışsa, işbu davaya, husumet iflas masasına yöneltilmek suretiyle alacağın iflas masasına kayıt ve kabul davası olarak devam edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davaya konu olay tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden ve tazmini gerekecek bedelin mahkemece saptanması gerekeceğinden, tazminat alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla “likit” alacak niteliği taşımadığından, mahkemece, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekeceği-
Davalı kredi borçlusu şirkete teminat mektubu kredisi kullandırılmış olup, teminat mektubunun devre komisyonlarının ödenmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu borcun ödenmesi gerekir. Borcun ödenmemesi, kredi olarak kullandırılan mektubun iadesi veya iptali talebine hak vermez ise de, banka tarafından teminat bedelinin depo edilmesini talep hakkını doğurur. Diğer yandan taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmeleri dikkate alındığında, bankanın meri teminat mektuplarının bedelinin depo edilmesini talep hakkı bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davacı bankanın meri teminat mektubunun komisyon ücretinin ödenmemesi nedeni ile bedelinin depo edilmesini talep edebileceği gözetilerek, dava hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Davalının oto galeri işi yaptığı, vedia olarak kendisine bırakılan aracı emin bir yerde saklamak yerine, işyeri önüne park ettiği gibi aracın anahtarını da masa çekmecesinde muhafaza ettiği dosya içeriğinden anlaşılmakla, davalı işyeri önüne park ettiği aracın anahtarlarını da işyerinde bırakmak sureti ile kusurlu davranmıştır. Kendisine tevdi edilen anahtarları ve aracı korumaya yönelik tedbirleri almayan davalının, aracın çalınmasından sorumlu olacağı-
Mahkemece, “davalının varlığını inkâr eylemediği davacı alacağı bakımından, davacı aleyhine başlatılan icra takipleriyle ilgili olarak İİK. nun 89 maddesi uyarınca yapılan işlemlere muhatap kılındığı, davacıya olan borcu bakımından sorumluluğunun ilgili icra dairesi ve alacaklıya karşı doğacağı, borcunu takip dosyasına ödemek zorunluluğun her hal ve durumda söz konusu olup, farklı bir uygulama içerisine girmesinin istenemeyeceği, anapara borcunun ifa edildiği, davacının işlemiş faiz talebinin dayanağı” olmadığı gerekçesi ile verilen “davanın reddi kararı”nda yasaya aykırı yön bulunmadığı-
Sözleşmenin kurulduğu faks metninde taraflarca “ödeme tarihi” birlikte kararlaştırılmış olduğundan TBK. nun 117. maddesine göre; o tarihten itibaren temerrüt faiz işletilebileceği-