Dava konusu çek, süresinde bankaya ibraz edilmediği için, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş olur. Davacı duruşma sırasında temel ilişkiye dayandığını bildirdiğinden ispat külfetinin davacı tarafta olacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olamaz-
İtirazın iptali davasının reddi durumunda, talep eden borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekeceği-
Temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmemiş olduğundan harca tabi olduğu halde harç alınmadan temyiz defterine kayıt edilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK nun 434/3 maddesi uyarınca işlem yapılması gerekeceği-
Davacı, duran takibin devamını amaçladığından ve davasını genel mahkemelerde açtığından kullandığı ifadeye bakılmaksızın açtığı davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olup olmadığı üzerinde durulup tartışıldıktan sonra tazminat hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir hüküm kurulmamasının, hükmün bozulmasını gerektireceği-
Davacı vekili iflasın açılmasından önce takibe geçmiş, itiraz üzerine ise iflas tarihinden sonra itirazın iptali davası açmıştır. İflasın açılmasından sonra, açılan itirazın iptali davasının iflas idaresine karşı açılan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak görülmesi Anayasanın 141/son maddesinde belirtilen usul ekonomisi ilkesine uygun düşer. Bu durumda mahkemece davacının iflas tarihi itibarıyla davalılardan olan alacağının saptanıp, bu miktarın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar vermesinin, bozulmasına neden olacağı-
Gecikme faizinin, tarafların serbest iradeleri ile belirlenebileceği; tarafların basiretli tüccar gibi davranmak zorunda oldukları-
Davalı işçi istifası, genel müdürlükçe kabul edilmeden veya ihbar öneli kullanmadan istifa dilekçesi vererek hemen işyerinden ayrıldığından, davacı bankanın, davalı işçiden ihbar tazminatı isteme hakkı olacağı ve mahkemece davacının ihbar tazminatı alacağı belirlenerek hüküm altına alınması gerekeceği-
30.11.2002 tarihli serbest meslek makbuzundan daha sonra, 25.12.2002 günlü para alma makbuzunun düzenlenmiş olması karşısında, davacı tarafından ileri sürüldüğü şekilde, davalının ücret ödemelerini aylık olarak düzenli bir şekilde yapmadığı, davacıya para makbuzu karşılığı ödeme yapıldığı, davacının anılan serbest meslek makbuzunu yıllık ücret alacağına karşılık olarak ve mevzuat öyle gerektirdiği için düzenlediği; bu makbuzun düzenlenmiş olmasının, makbuza konu alacağın bütünüyle ödendiğinin kabulüne yeterli bulunmadığı; dolayısıyla, davalının dava konusu döneme ait ücret borcunun tamamını ödediğine ilişkin savunmasını kanıtlamakla yükümlü bulunduğu ve bu savunmasını tıpkı 25.12.2002 günlü para makbuzu gibi, aynı nitelikteki başka para alma makbuzlarını sunmak suretiyle kanıtlaması gerektiğinin kabul edilmesi gerekeceği-