İcra takibine konu alacağın, köy merasında izinsiz hayvan otlatılarak verilen zararın tahsili istemine ilişkindir. Bir alacağın 6183 sayılı yasaya tabi olması mutlaka o yasa gereğince takip ve dava edilmesi anlamına gelmez. Alacaklı böyle bir alacağı ister 6183 sayılı yasa hükümlerine göre, isterse genel hükümlere göre takip ve dava edebilir. Diğer bir anlatımla davacının genel hükümlere göre takip yapmasına yasal engel yoktur. Bu konuda alacaklının seçimlik hakkı bulunduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece davanın reddedilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava şartlarının yokluğu nedeniyle dava reddedildiğine göre, AAÜT’ nin 7/2. maddesi uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hükmün bozulmasını gerektireceği-
Davalı apartman yönetiminin, ana saat hidrofor için düzenlediği abone numaralı sözleşme, konut aboneliği olup, taraflar arasındaki uzlaşmazlıkta ‘tüketici mahkemesi’nin görevli olacağı-
Mahkemece “tahsilât makbuzlarını imzalayan kişilerin şirketi temsil yetkisi bulunmadığı, bu nedenle makbuzlarda yazılı bedelin davacının davalıdan talep edemeyeceği” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermiştir. Ödeme belgelerindeki imzalar davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ait olmasa bile, ödemeler kasa defterinde veya davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile hesaplarında yer almış ise bu meblağlardan davalıyı sorumlu tutmak gerekir. Bu nedenle davalı şirketin varsa kasa defteri, diğer ticari defter ve kayıtları ile hesapları incelenerek ödeme makbuzlarına uygun hesap hareketi olup olmadığı üzerinde durulup, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönler gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
İcra takibine konu tarımsal kredi senedi borçlusu davacının annesidir. Davacının, annesinin vekili sıfatıyla senette imzası mevcuttur. Başlatılan icra takibinde davacının borçlu olarak gösterilmiş olması doğru değilse de, ödeme emrine itiraz ederek takibin kendi hakkında durmasını sağlaması mümkün iken davacı bunu yapmayarak hakkındaki takibin kesinleşmesine neden olmuştur. Görüldüğü gibi takibin kesinleşmesine ve aslında annesine ait olan borcun kendisinden tahsil edilmesine davacının kusurlu davranışları yol açmıştır. Böylece davacının kusurlu davranışları sonucu tahsil edilmiş olan para iade edilmiş olduğuna göre bu para için faiz istenemez. Davacı kendi kusurundan kaynaklanmış olan bu duruma katlanmalıdır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava, davalıların borçlarının ödenmesiyle ilgili yapılan protokole göre verilen altı adet çek ve bir adet tarihsiz bononun icraya konulması ve davalının itirazı üzerine açılmış itirazın iptali davası olup; protokolde borcun hangi tarihte ödeneceği açıkça kararlaştırıldığı gibi, verilen senetler de vadelerinde ödenmediğinden BK.’ nun 117. maddesine göre temerrüt için ihtar aranmasına gerek olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; taraflar arasındaki ‘Hazır Beton Satış Protokolü’ başlıklı sözleşmenin süresiz olduğu, usulüne uygun fesih de bulunmadığından, dava konusu dönemi de kapsadığı yolundaki yerel mahkeme kararı yerinde ise de; borçlu davalı 3.kişi durumundaki idarede bulunan hak ediş alacağını davacıya temlik etmiş olup, davacı, idarede istihkak alacağı bulunduğu müddetçe, önceki borçluya yani davalıya B.K. nun 191. maddesini ileri sürerek istekte bulunamayacağı, böyle bir dönüş davalının idarede hak ediş alacağının bulunmamasına bağlı olup, dosyaya göre davalının idarede istihkak alacağının olmadığı yönünde bir sonuca varılamayacağına göre, yerel mahkemenin bu yön üzerinde durup tartışmadan “davanın kabulüne” karar vermesinin bozmayı gerektireceği-
Elektrik enerjisi kullanım bedelinden kaynaklanan alacak likit nitelikte olduğundan, davacı lehine İİK.’ nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; davacı alacaklının, davalı şirket ve taşınmazda alacaklı lehine sürekli ipotek tesis eden gerçek kişiye karşı muacceliyet ihbarında bulunmadan, ipoteğin paraya çevrilmesi yönündeki takibine yapılan itirazın yerinde olacağı-
İcra takibinin dayanağı olan çek zaman aşımına uğrayıp kambiyo vasfını yitirdiğinden, temerrüt faizinin başlangıcının çekteki keşide tarihi değil, borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarih olacağı-