Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; yerel mahkemece bu kadar çok olayın olağan olmadığı, hasar tarihinde yağmur yağmadığı ve davacı şirket sahibinin dolandırıcılıktan yargılandığı belirtilerek dava reddedilmişse de, mahkemece, “hasarlanan malların davacıya ait olmadığı veya risklerin gerçekleşmediği” şeklinde ki iddiaların davalı tarafından ispat edilmesi gerekeceği ve davacı şirket yöneticisinin beraat ettiği dikkate alınıp, hüküm kurulması gerekirken, yukarıda zikredilen nedenle “davanın reddine” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davacının bankadaki döviz tevdiat hesabındaki paraların davalının kusuru sonucu başka hesaba aktarılması üzerine, davacı tarafça başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması davasında; davalının kusuru nedeni ile itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının koşulları oluşmadığından, bu talebin reddi doğrultusundaki kararın yerinde olacağı-
Sigorta sözleşmelerinde muafiyet; hasarın, sigortalı tarafından karşılanacak olan, sigorta şirketinin sorumlu olmadığı ilk bölümdür. Sigortacının sorumluluğu, muafiyet miktarı aşıldıktan sonra başlayacaktır. Muafiyet sigortalısının herhangi bir hasarda yüklenmesi gereken meblağdır ve amacı zarara sigortalının da katılımını sağlayarak, azami derecede dikkat ve özeni sağlamaktır. Öncelikle sigortalının zararı tespit edilerek, muafiyet miktarından sigortalı, muafiyet miktarının üzerinde kalan kısımdan ise, davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekeceği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklı davada, temyize konu karar iş bölümü sebebiyle gönderme niteliğinde olup, TTK' nun 5. maddesi uyarınca temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının vade veya fiili ödeme günüdeki rayice göre Türk parasının karşılığının ödenmesini isteyebileceği - Takibe konu ilamda dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğinden, tercih hakkı ortadan kaldırılmış olmakla, hükmedilen asıl alacağa, dava tarihinden takip tarihine kadar yabancı para cinsinden faiz taahhuk getirildikten sonra bulunacak alacağın takip tarihi itibariyle TL’ye çevrilmesi gerekeceği-
B.K. 104/son (şimdi; TBK. 121/son) maddesine aykırı olarak faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurmanın bozmayı gerektireceği-
Taşınmazın, sözleşmede imzası bulunan davalıya kiraya verildiği ispatlanmadan, davanın kabul edilmesinin hükmün bozulmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki davada; davalı “ödemede bulunduğunu ileri sürmekle, ispat külfetini üzerine almış olduğundan, mahkemenin ispat külfetini davacıya yüklemesinin bozmayı gerektireceği-
Davacı ile davalı arasında kredi sözleşmesi mevcut olup, davacı anılan sözleşme gereği kullandığı krediyi geri ödemesine rağmen, “rehinin paraya çevrilmesi suretiyle fazla tahsilât yapıldığını” ileri sürmekle, bu durumda uyuşmazlığın sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı ve BK. 146. maddesi uygulanması gerektiği gözetilmeden, mahkemece “BK’nun 82. maddesi hükümlerine göre davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin bozmayı gerektireceği-
Uyuşmazlığın davada taraf olan şirketler arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı, davacı şirketin bu ticari ilişki kapsamında davalı şirket yetkilisine para gönderdiği, davalının şirket yetkilisi olarak bu ödemeyi alarak yetkilisi olduğu davalı şirkete verdiği ihtilafsızdır. Bu durumda açıklanan bu yön gözetildiğinde, davalı şirket yetkilisine husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, bu davalı hakkında açılan davanın reddi gerekeceği-