Bozma sonrasında mahkemece iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor alındığı ve raporlar arasında çelişki bulunmasına rağmen çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
KOSGEB ile görevlerini ihmal etmeleri nedeniyle kurum zarara uğrattığı iddia edilen KOSGEB’de görevli davalılar arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunmadığından, uğranılan zarara ilişkin itirazın iptali davasının çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Dairece yapılan temyiz incelemesinde tarım arazilerinin haksız kullanımı ile ilgili olarak ecrimisil hesabının nasıl yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, bilirkişilerce buna uyulmadığı, bölgede ekilen tarım ürünlerinin tarlada buğday ve dane mısır olduğunun belirlendiği, bu doğrultuda her iki ürünün talep edilen yıllar bakımından net geliri dikkate alınarak her yıl için ortalama gelirin bulunması ve bunun üzerinden işgal edilen alan miktarınca ecrimisil hesabı yapılması gerekirken sadece buğdayın yıllık net geliri üzerinden hesaplama yapıldığı, ayrıca tarım arazisi olarak kabul edilen yer bakımından ilk dönem için bulunan miktara, ÜFE uygulanarak sonraki dönemin bulunmasının doğru olmadığı, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılması gerektiği gözetilmeksizin bozma gereklerine uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının yeniden bozmayı gerektirdiği-
Kur farkından kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali davasında; davalı defterine kaydedilen faturalar mali mevzuat gereği TL üzerinden düzenlenmiş ise de, faturaların döviz karşılığının da düzenlendiğinin görüldüğü- Bu durumda çekle yapılan ödemelerden dolayı kur farkı talep edilemeyecek ise de, havale ya da elden yapılan ödemeler yönünden farkın istenebileceği gözetilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın davalının kullanımında olduğunu, intifadan men koşulunun gerçekleştiği ve davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yerin bulunmadığı hususlarının ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu- Davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, yemin teklif edildiği ve davalı taraf da bu teklifi kabul ettiği takdirde HMK'nin 228. vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak öncelikle yemin teklif eden davacı tarafa kesin süre verilerek, taşınmazın davalının kullanımında olduğu, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirildiği ve davacının payına karşılık taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yerin bulunmadığı hususlarıyla ilgili yemin metni hazırlanmasının istenmesi, hazırlanacak yemin metni mahkeme hakimince denetlenerek davacının bilgisi dahilinde olabilecek hususlar dikkate alınarak yemin metninin düzenlenmesi, karşı tarafın yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesinin sağlanması, ayrıca intifadan men şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer bulunup bulunmadığının araştırılarak ondan sonra hasıl olacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği- İcra takibine ve incelenen itirazın iptali davasına konu edilen alacağın likit ya da muayyen olduğunu, bu miktarın yargılama yapılmaksızın basit bir hesaplama işlemiyle tespit edilebilir nitelikte olduğunu kabul etme olanağının bulunmadığı, bu sebeple icra inkar tazminatının reddi gerekeceği-
İlk derece mahkemelerince verilen görevsizlik kararları hakkında istinaf incelemesi sonucunda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları -kural olarak- kesin olsa da, Bölge Adliye Mahkemesince verilen görevsizlik kararının temyiz yolu açık olmak üzere verilmesi üzerine davacının temyiz yoluna başvurduğu uyuşmazlıkta, kanun yolu ve süresi kanun yolunun açık olup olmadığı ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince "iki haftalık yasal süresinden sonra dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunulduğu" belirtilerek "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi yerine "işin esası hakkında karar verilmesi" gerektiği-
İtirazın iptali- Aktif husumet- Haricen teslim edilen altınlar- İstihkak-
Davalının önceki beyanının aksine olacak şekilde hareket ederek yetkili yer beyanında bulunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğu-
Kapalı faturanın ödemeye karine teşkil ettiği, bu nedenle kapalı faturaya dayanılarak yapılan icra takibinde borçlu yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Davalı tarafından, dernek üyelik aidatlarını ödememesi sebebi ile aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali için İstanbul'da dava açıldığının, davalı derneğin tüzüğünde merkezinin İstanbul (İstanbul Adliyesi yargı çevresinde) olarak belirtildiğinin anlaşıldığı, derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekeceği-