Dava, kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir. Davalı, asıl borçlu olup, kredi kartı ile yaptığı limit aşımı harcamalarından da sorumludur. Bunun aksi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca, somut olayda taraflarca akdedilen sözleşmede “kredi limitinin herhangi bir şekilde aşılması halinde bankanın, aşılan kısmı da sözleşme şartlarında talep edeceği” öngörülmüştür. 5464 sayılı Yasanın 9. maddesindeki düzenleme, kart hamillerinin harcamalarıyla, kart limitini aşmaları halinde, aşılan miktara uygulanacak faiz oranı ile ilgili olup, mahkemece yasa hükmünün yorumunda hataya düşülerek, limit aşan kısım yönünden davacının sorumluluğunu öngörmemesinin bozmayı gerektireceği-
Dava konusu bononun T.T.K.öngörülen zorunlu unsurları taşıdığı ve takip tarihi gözetildiğinde de 3 yıllık zaman aşımı süresini doldurmadığı anlaşılmakla, mahkemece yapılacak işin, iddia ve savunma çerçevesinde TTK’nun bonoya ilişkin hükümleri gözetilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar vermek olacağı-
Borçlunun, itirazın iptali davasında savunmalarını ileri sürme imkanı bulunduğundan, ayrıca menfi tesbit davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı-
Kiralananın kendiliğinden boşaltılması kiralananın usulüne uygun tahliye ve teslim edildiği anlamına gelmez. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğu kabul edilmelidir. Yasal anahtar teslimi ise ya bizzat kiralayana verilmek suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılması gerekir. Somut olayda, davacı vekili teslime ilişkin tutanak ibraz etmiştir. Bu durumda “davanın kabulüne” karar vermek gerekirken aksine karar verilmiş olmasının isabetli olmayacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığından, sözleşme taraflarından biri tüketici, diğeri ise satıcı olduğundan ve uyuşmazlık da tüketime konu mala ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı-
Davalının dava açıldıktan sonra yargılama sırasında ölmüş olduğu temyiz dilekçesine ekli veraset ilamından anlaşılmakla, kişilik ölümle sona erdiğinden, yargılama sırasında ölen davalının mirasçılarına tebligat çıkarılarak yargılamaya katılmalarının ve savunma hakkını kullanmalarının sağlanması gerekeceği-
Takasa ibraz edilen çekler yönünden, davalı bankanın kısmi ödeme yapma yükümlülüğü bulunmayacağı-
Davalı-borçlunun, dava konusu icra takibi ile ilgili ödeme emrinin tebliğinden önce hakkındaki takibi öğrenip itiraz ettiği, ancak itiraz dilekçesinde icra dosyasının numarasında hata yapıldığından, dilekçesinin dosyasına konulamadığı, ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra bu konudaki maddi hatanın düzeltilmesi hakkında dilekçe verilerek, daha önce verilmiş olan itiraz dilekçesinin dosyasına girmesinin sağlandığı anlaşıldığından, itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Temyiz dilekçesi verilirken, gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hâkim tarafından temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için yedi günlük kesin süre verilmesi ve ayrıca yazılı olarak aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun bildirilmesi gerekir. Şayet bu süre, yasada belirtilen usule uyulmadan yazılıp altı hâkimce imzalanmadan verilmişse, dolayısı ile hâkim tarafından düzenlenmiş bir muhtıra yoksa geçerli bir bildirim yapıldığından söz etmeye olanak yoktur. Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmaz. Davalı ödeme def’inde bulunmuş ve bunun delili olarak tahsilât makbuzu başlıklı bir belgeyi dosyaya sunmuştur. Ancak anılan belge içer
Mahkemece yapılan yargılama sonunda kredi kartı başvurusundaki imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesi üzerine "davanın reddine" karar verilmişse de; bunun eksik incelemeye dayandığı, yapılan harcamaların davalı tarafından yapılıp yapılmadığı da araştırılarak, oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-