Davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki organik bağ iddiası değerlendirilmesinde, davacı şirketin hisselerinin tamamının dava dışı şirkete devredildiği, adreslerinin aynı olduğu, kurucu ortağının ve faaliyet alanının aynı olduğu görülmekle iki şirket arasında organik bağ bulunduğu kanaatine varıldığı, hukuki ilişkin varlığını ispat yükü alacaklıda olduğundan alacaklının hukuki ilişkinin yani borcun varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu ve davada ispat yükünün davalı belediye üzerinde olduğunu, İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından düzenlenen tazmin raporunun tanık beyanları doğrultusunda hazırlandığı, raporda bilimsel veriler kullanılmadığı, şüpheden uzak, ikna edici somut tespitler bulunmadığı, dayanak ihalelerin feshine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı yahut derdest dava bulunmadığı, aksine davalı Belediye ile davacı şirketin bahsi geçen ihalelere ilişkin olarak borç bakiyeleri konusunda mutabık kaldığı, davalı Belediye'nin dava konusu faturayı emanet olarak muhasebe işlemlerine kaydettiği, dava konusu ihaleye ilişkin olarak da ayrıca mutabık kalındığı anlaşılmakla, bu haliyle ihalenin geçerliğini koruduğu, hukuk sisteminde geçerliliğini koruyan ihaleye dayanarak zarar iddiasında bulunan belediyenin eldeki davada bu iddiasına yönelik olarak ispat vasıtalarını kullanmadığı, bu yönde bir talebi olmadığı, tazmin raporuna dayanarak davayı reddettiği görülmekle zarar iddiasını ispat edemediği, zararın oluştuğunun kabul edilmesi halinde dahi, bu zararın alacaktan takas suretiyle mahsup edilmesi hususunun Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Türk Borçlar Kanunu takas mahsup hükümleri uyarınca gerçekleştirilmemiş olması nedenleriyle davanın kabulüne ve borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğundan davacının, kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın mühürlenmiş olmasının kira sözleşmesinin sona ermesine neden olmayacağı, geçerli olan bir kira sözleşmesinin; tarafların birbirine uygun fesih bildirimi, mahkeme kararı yahut kiralananın yok olması ile sona ereceği, buna göre kiracının, kiralananı tahliye ve kiraya verene teslim ettiği tarihe kadar kira bedellerini ödemekle yükümlü olduğu, davalı kiracı tarafından taşınmazın tahliye edildiği ve anahtarlarının teslim edildiğinin usulüne uygun olarak ispat edilemediği-
İptal edilmeyen ihale ve geçersizliği ileri sürülmeyen sözleşmeye dayalı olarak, yerine getirilen hizmet karşılığı fatura alacağının sözleşme hükümlerine göre belirlenmiş olduğunun, ihalesinin geçersizliğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığının, idare tarafından bir iptal kararının alınmadığının ve davacıya ihalenin geçersizliğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığının nazara alındığı, davalı tarafın sözleşme ile bağlı olduğunun değerlendirildiği, davalı taraf her ne kadar davacı şirket ve bu şirketle organik bağı olan şirketlerin belediyeyi zarara uğrattığını, Mülkiye müfettişi incelemesi sonucunda kamu zararı oluştuğunun tespitinin yapıldığını, bu zararın Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğinin 14. maddesi uyarınca 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre davacı şirketin alacağından takas suretiyle mahsup yapılarak kamu zararının giderildiğini, davacı şirkete borçlu olmadıklarını ileri sürmekte ise de, Mülkiye müfettişi raporunda, Belediye personelinin ifadelerinden giderek tespitler yapılması nedeniyle iddianın davalı tarafından kanıtlanmadığı, davalının bu zararı kanıtlaması kaydıyla açılacak başka bir davada kendi personeline rücu edebileceği değerlendirilerek davalının savunmasına kıymet verilmediği ve belirtilen nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davanın; taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan satış bedelinin ödenmediği iddiası ile tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu- Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı- Tarafların iddia, savunma, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, yukarıda belirtilen hukuk kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile vekil olmayan kişiye yapılan ödemenin ifa yerine geçmeyeceği, kötü niyet tazminat koşullarının da oluşmadığının kabulü gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satış ve finansman sözleşmesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebi- Taraflar arasında görülen aynı taşınmazın farklı kira dönemlerine ilişkin davada 07.07.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle, 13.09.2006 tarihli sözleşmenin (6.2) maddesini değiştirdiği sonucuna varılamayacağının belirlendiği-
Yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmayan davalının dava dilekçesinde yer alan tüm iddiaları inkâr etmiş bulunmasına, inkâr savunmasına dayanak vakıa ve delile dayanmayan davalının süresinden sonra bildirmiş olduğu delillerinin karşı ispat hakkı kapsamına taşınarak değerlendirilmesine imkân bulunmamasına, somut uyuşmazlıkta ispat yükünün davalı üzerinde olduğunun anlaşılmasına göre, mahkemece verilen menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Uyuşmazlık, “Taahhütname” başlıklı belge ile alınan borç paranın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Asıl davada taraf olmayan birleşen davalı şirketin ticarî defterlerinin incelenmesi, şirkete ticarî defterleri ibraz etmesi yahut bulunduğu yeri bildirmesi hususunda tebligat çıkarılması, ticarî defterlerin temin edilmesi durumunda yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Ticarî defterlerin incelenmek üzere dosyaya ibrazı durumunda dava konusu bononun cirantası birleşen davalı ile bono hamili arasındaki akrabalık bağlarına dair dosyadaki belgeler ile kötüniyete ilişkin iddialar bakımından, senedin teminat olarak verilmesi sebebiyle bedelsiz olduğunun ve cirantaların bu durumdan haberdar olduğunun ispatı bağlamında yapılacak inceleme ve değerlendirme neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının ortağının kredi kartı ve çalışanının banka havalesi yoluyla yaptığını iddia ettiği ödemelerin davacının hesabına geçip geçmediği- Ffturaya dayalı takipte itirazın iptali istemi-
Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ............... Noterliği'nin ............. tarihli ............. yevmiye no.lu ihtarnamesinde, davacı tarafından gönderilen faturaların yapılan işlerle uyumlu olmadığı, fahiş ve haksız olduğu, haksız kazanç sağlayıcı nitelikte olduğu belirtilmekle, ................ tarafından imzalanan "teklifiniz kabul edilmiştir" denilerek imzalanan ve sözleşme haline gelen belge nedeniyle .................'ın şirketi temsile yetkili olduğunun davalı şirketçe kabul edildiği, mahkemece yapılan incelemede, dosya kapsamında bulunan tespit raporu ve faturalar değerlendirilerek, davacı tarafından davalıya kesilen fatura bedellerinin davacı tarafından yapılan işler kapsamında kadri maruf olduğu tespit edilmiş olup, bu doğrultuda davanın kabulünün yerinde olduğu-