Kira sözleşmelerinin yazılı veya sözlü olabileceği- Davalının, "dava dışı kişiye ait olan tarlaları çeltik ekimi için kiraladığının" tanık beyanları ile sabit olduğu, davacı kooperatiften hizmet alan tarafın davalı olduğu, bu nedenle davanın kabul edilmesi gerekeceği-
Davalı ödemeyi çekle yaptığını ileri sürmüş olup, çekte, keşidecinin davalı, lehdarının da davacı olduğu ve çek arkasında davacının lehdar olarak cirosu bulunduğu görülmekle, mahkemece söz konusu çekteki lehdar cirosunun davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda araştırma yapılıp, gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Sevk irsaliyelerinde imzası bulunan kişi ve kişilerin davalı şirket çalışanı olup olmadığı taraflardan sorulup gerektiğinde bu hususta araştırma yapılarak, şayet teslim alan imzası bulunan kişilerin davalı çalışanı olduğu tespit edilir ise söz konusu faturalardaki malların davalıya teslim edildiğinin kabul edileceği-
Mahkemece, davalının daha önce usulünce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle davacının takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği nazara alınarak, işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen reddedilen miktar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, davalı-borçlu, davacıdan aldığı süt ürünlerini depoda sakladığını bu nedenle depo bedelinin mahsubunu talep etmiş ve mahkemece bu talep kabul edilmişse de, taraflar arasında sütlerin depoda saklanacağı ve depo bedeli ödeneceğine dair herhangi bir sözleşme olmadığından ve davalının bu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğinden kararın bozulması gerektiği-
Keşidecinin, lehtar ile arasındaki ödeme defini, arasında temel ilişki bulunmayan davacıya karşı ancak davacının çeki iktisabında kötü niyetli olduğunu kanıtlaması halinde ileri sürülebileceği-
Nisbi karar ve ilam harcına tabi davada, davalı taraf hükmü maktu harç ile temyiz etmiş ve yerel mahkemece davalıya nisbi temyiz harcını yatırması için verilen sürede temyiz harcını ikmal etmediği anlaşıldığından temyiz isteminin reddi gerektiği- Dava konusu alacak likit (borçlu tarafından bilinebilir nitelikte) olduğundan İİK. mad. 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen protokolde taraflar alacak miktarı ve davalının ödemesi gereken tahsil harcı konusunda anlaşmış olduklarından ve vekalet ücreti protokol dışı kaldığından vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Tahsil harcı konusunda davalının ödemesi gereken miktar belirlenmiş olduğundan bu miktarın dışında kalan tahsil harcının davacı üzerinde kalması gerektiği-