İcra dairesine yaptığı itirazda «borcu olmadığını» bildirmekle yetinen borçlunun, itirazın iptali davasına verdiği cevapta «ibranamedeki imzanın kendisine ait olmadığını» ileri sürebileceği, çünkü «itiraz sebeplerinin değiştirilemiyeceği» (İİK. 63, 62/IV) kuralının icra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) yargılamalarla ilgili olduğu–
Ödeme emrine itiraz ederken sadece «borca» itiraz etmiş ve «yetki itirazı»nda bulunmamış olan borçlunun, itirazın iptali davası açılmasından sonra, artık mahkemede yetki itirazında bulunamayacağı-
İtirazın iptali davası sırasında tarafların sulh olması üzerine mahkemece verilen «sulhun onanması» kararının İİK. mad. 24’e göre infaz edilebileceği–
Hükmedilen inkâr tazminatına ayrıca faiz yürütülmesine karar verilemeyeceği–
İİK. 67’de inkâr tazminatı talebi için bir süre öngürülmemiş olduğundan son oturumda dahi tazminat istenebilir mi? Bu durumda «iddianın (savunmanın) genişletilmesi yasağı» sözkonusu olur mu?–
Kredi sözleşmesinin teminatı olarak gayrimenkul ipoteği vermiş olan üçüncü kişilerin sorumluluğunun, ipotek limitini aşamayacağı (üçüncü kişi sıfatı ile verilen ipotekte, üçüncü kişi borçtan kişisel olarak sorumlu bulunmadığından, bu kişi hakkında sadece ipotek akit tablosunda gösterilen miktar bakımından «itirazın iptaline» karar verilebileceği, bunun dışında, temerrüt faizi, komisyon ve diğer giderler hakkında ise «itirazın iptali isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği)–
Üçüncü kişi sıfatı ile verilen ipotekde, üçüncü kişi borçtan kişisel olarak sorumlu bulunmadığından, bu kişi hakkında sadece ipotek akit tablosunda gösterilen miktar bakımından «itirazın iptaline» karar verilebileceği, bunun dışında, temerrüt faizi, komisyon ve diğer giderler hakkında ise «itirazın iptali isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği-
Tarafları tacir olan “tahsil davaları”nda “itirazın iptali” davalarında olduğu gibi ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak uyuşmazlığın çözümlenebileceği-
“İtirazın iptali davası” ile “tahsil (eda) davası” arasındaki farklar-