İtirazın iptali davasının borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekirse de, alacaklının itirazı daha önce öğrenmiş olması halinde, bu tarihten itibaren de bir yıl içinde itirazın iptali davası açılabileceği–
Sigortacının açacağı rücu davalarında, halefiyet kuralının gözetileceği (Tazminat sorumlusuna karşı hangi yer mahkemesinde dava açılması gerekiyorsa, rücu davasının da o yer mahkemesinde açılacağı)–
İtirazın iptali davalarında, «mükerrer faize (faize faiz yürütülmesine) imkan vermeyecek şekilde, «itirazın iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Delil listesinde yemin deliline yer vermemiş olan tarafların da, kat’i yemin deliline -yargılamanın sonunda- dayanabilecekleri–
Takipten önce -ihtar gönderilerek- temerrüde düşürülmemiş olan kefillerin «takip tarihi»nden itibaren temerrüt faizinden sorumlu olacağı–
Derdestlik itirazının cevap süresi içinde yapılması gerekeceği–
Ceza mahkemesince verilen beraat kararının «kusur ve derecesi», «zarar tutarı», «temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği», «illiyet» gibi konularda hukuk hakimini bağlamayacağı, buna karşın ceza mahkemesinin tesbit ettiği maddi olaylarla ve özellikle fiilin hukukuna aykırılığı konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olduğu (BK. 53; şimdi; TBK. mad. 74)–
Borç rehinle temin edilmiş olsa bile, alacaklının müteselsil kefili doğrudan doğruya takip edebileceği–
İİK. 67’de inkâr tazminatı talebi için bir süre öngürülmemiş olduğundan son oturumda dahi tazminat istenebilir mi? Bu durumda «iddianın (savunmanın) genişletilmesi yasağı» sözkonusu olur mu?–
İmzası inkâr edilen kredi sözleşmesinin düzenleme tarihine yakın tarihte alınmış borçlunun imzası ile inkâr edilen imza üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–