Temsile yetkili olmadığı halde, bir şahsın temsilcisi sıfatiyle çeke imzasını koyan kimsenin, o çekten dolayı bizzat sorumlu olacağı- Temsil yetkisini aşarak davaya konu çekleri keşide eden davalının söz konusu çeklerden dolayı bizzat sorumlu olacağı ve bu çekler nedeniyle davalı idarenin herhangi bir sorumluluğu olmadığı; eylemin bir haksız fiil teşkil etmemesi ve davacı ile davalı idare arasında sözleşme ilişkisinin kurulmaması nedenleriyle mülga 818 s. BK. mad. 55. ve 100 uyarınca da davalı idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceği- Davacı taraf, tüzel kişiliği olmayan askeri gazinoya çek karinesi vermesi nedeniyle davalı Banka'nın kusurlu olduğunu ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuşsa da, davalı Banka'ya karşı bu nedenle dava açılabilmesi için, öncelikle keşideci ve cirantalara müracaat edilmesi ve yasal yolların tüketilmesi, yani, davacının dava konusu çekten dolayı zararının doğması gerektiği-
Davalı şirket ile dahili davalı şirket arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan ve dahili davalı şirket hakkında usulüne uygun açılmış bir dava da bulunmadığından, diğer davalının, davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesinin yanında, HMK. mad. 124. maddesi uyarınca, davalının bu taraf değişikliğine rıza gösterip göstermediğinin sorulması gerekirse de, hükmü temyiz etmeyen davalı şirketin, taraf değişikliğine rıza gösterdiğinin kabul edileceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin davada, sözleşmede kararlaştırılan tazminat, "maktu kira tazminatı" olmasına rağmen, mahkemece gerekçenin bir bölümünde bu tazminatın "cezai şart" olarak nitelendirilmesinin isabetsiz olduğu; imar çapı ve inşaat ruhsatı alınmasında davalı yüklenici şirketin kusuru bulunmadığı kabul edildiğinden, inşaat ruhsatı alınmasına kadar geçen süre çıkarılarak işin teslimi gereken tarihin belirlenmesi ve belirlenen bu tarihten dava tarihine kadar olan dönem için sözleşmede kararlaştırılan bedel üzerinden maktu kira bedeline hükmedilmesi gerekirken, rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanan tazminat miktarına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ancak, karar davacı arsa sahiplerince temyiz edilmediğinden, hükmün bu yönden bozulamayacağı- Sözleşmede, davalı yüklenicinin inşaat ile ilgili işleri yapabilmesi ve takip edebilmesi için davalı arsa sahiplerinden vekaletname ve yetki alacağının düzenlendiği, davalı yüklenici şirketin sözleşmenin bu hükmüne dayalı olarak alacağı vekaletname ve yetki ile imar çapı alarak inşaat süresini başlatabileceği, sözleşmenin imzalandığı tarihte davacı arsa sahipleri dışında Belediye'nin de arsada hissedar olduğu ve ancak, Belediye'den sözkonusu hisseyi devralan dava dışı bir kişiyle sözleşme yapılmasıyla inşaat ruhsatı alınması mümkün olmuş ise de, basiretli bir tacir gibi davranmak durumunda olan davalı yüklenici şirketin sözleşmenin yapıldığı tarihte bu durumu öngörmesi ve buna göre inşaat ruhsatı alım süresini belirlemesi gerektiği, bu hususun mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği, sonuç olarak, inşaat ruhsatı alınmasındaki gecikmenin yüklenici şirketlerin sorumluluğunda olduğu gözetildiğinde, gecikilen bu süre gözardı edilerek, işin teslimi gereken tarihin sözleşme tarihinden itibaren belirlenmesinin isabetsiz olduğu-
TBK. mad. 116' ya göre davacıya kusur izafe edilemeyeceği- Davalı banka çalışanının güvene dayalı olarak yaptığı işlemlerden dolayı davalı bankanın adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olduğu-
Ödemeye dair müşterinin yazılı bir talimatı bulunmadığı halde davacı tarafından şahıs adına gönderilen havalenin davalı banka tarafından 3. kişiye ödendiği uyuşmazlıkta, bankanın TBK. mad.116 gereği sorumluluğunun doğacağı- Bankaların -objektif özen borcunun gereği olarak- hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları-
Davalı şube müdürünün, davacının talimatı olmaksızın hesapta işlemler yaptığı sonucuna ulaşılan davada, TBK. mad. 116 uyarınca bankanın doğan zarardan sorumlu olduğu-
Davacı Şirket çalışanının EFT talimatlarında şirket yetkilisinin imzasını taklit ederek bankada işlem yapması sonucu davacı şirketin %60, davalı bankanın %40 kusurlu kabul edildiği- Birer güven kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları özenle koruyup talep halinde sahibine ödemek zorunda olduğu - Bu nedenle davalı bankanın hafif kusurdan dahi sorumlu olduğu - Söz konusu zararın, davacının kendi çalışanının suç oluşturan eylemleri sonucu meydana gelmiş olması nedeniyle adam çalıştıran sıfatında olan davacının, çalıştırdığı kişiyi seçmede ve denetlemede üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemek suretiyle özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı gözetildiği- Tarafların müterafik kusurlu kabul edilmesinin yerinde olduğu, ancak somut olayda şirket adına yapılan EFT talimatındaki imzanın sahte olup olmadığına dikkat etmeyerek işlem yapan davalı bankanın kabul edilenden daha çok, çalışanını iyi seçmeyen davacı şirketin ise kabul edilenden daha az kusurlu olduğu gözetilmeksizin davacı şirketin %60 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinin yanlış olduğu - Kararın davacı yararına bozulması gerektiği -
Yardımcı kişinin işin görülmesi sırasında başkalarına vermiş olduğu zarar nedeniyle çalıştıranın sorumluğunun TBK.'nun 66 ve 116. maddelerinde düzenlenmiş olduğu- TBK.nun 66. maddesine dayanan sorumlulukta, sözleşme dışı sorumluluk hali düzenlemekte olup burada, gerçekleşen zarardan önce, zarar gören üçüncü kişi ile adam çalıştıran arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığı- TBK.'nun 116. maddesine dayanan sorumluluk ise, bir sözleşme sorumluluğu olduğundan, burada, yardımcı kişi kullanan çalıştıran ile yardımcı kişinin fiilinden zarar gören arasında daha önceden kurulmuş bir sözleşme ilişkisinin mevcut olduğu- TBK. mad. 116 uyarınca, çalıştıranın, yardımcı kişi yerine geçip, onun davranışında bulunmuş olsaydı, bu davranış kendisine kusur olarak olarak yükletilebilecek idiyse sorumlu olacağı, yani, çalıştıranın, kendisinin kusursuz olduğunu ispat etmekle sorumluluktan kurtulamayacağı- Tacir olan taraflar arasında uzun süredir devam eden ticari mal alım satımına dayalı sözleşme ilişkisi bulunduğu, davacı şirketin almış olduğu malların karşılığında oluşan borcunu davalı şirketin muhasebe biriminde çalışan dava dışı bir kimseye bazen nakit, bazen de kıymetli evrak düzenleyip teslim etmek suretiyle ödediği, davaya konu ödemenin de keşide edilen çekin dava dışı bu kişiye teslimi suretiyle gerçekleştirildiği, ancak çekin bu kişi tarafından sahte ciro ile 3. kişiye devredilmesi suretiyle davaya konu olayın meydana geldiği, bu olay nedeniyle davalı şirketin, çalışanı bu kimse hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle savcılık makamına şikayette bulunduğu ve sonrasında açılan kamu davasına katıldığı, dolayısıyla dava dışı çalışanın, davalı şirket tarafından davacı şirketten alacaklarını tahsil etmek üzere yetkilendirilmiş olduğu, dosya kapsamı ile sabit olduğundan, mahkemece; uyuşmazlığın TBK. mad. 116'dan kaynaklandığı gözetilerek, çalışanının davacı şirkete vermiş olduğu zarardan sorumlu tutulamaması için, çalışanının yaptığı işi, bizzat kendisi yapmış olsa idi, zararın yine de meydana geleceğini kanıtlamakla yükümlü olan davalı şirketin, eldeki davada böyle bir savunma ve delil getirmemesi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunun kabul edilmesi ve tazminat kalemleri hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Aracı kurum çalışanının eylemleri nedeniyle gerçekleşen haksız fiilden kaynaklı tazminat davasında, hisse senedi alımı için kendisine para verildiği iddia edilen davalının, kurum çalışanı olması ve diğer davalının faaliyetlerinde yardımcı kişi kullanması nedeniyle davalı aracı kurumun BK. mad. 100 uyarınca sorumluluğunun söz konusu olduğu- BK. mad. 100 uyarınca, davacı ile davalı aracı kurum arasında yazılı olmasa da hisse alım satımına dair akdi bir ilişkinin varlığının kabulü gerektiği- Davalı aracı kurum bu ilişkiyi ifa yardımcısı/çalışanı davalı aracılığıyla gerçekleştirmekte olduğundan, davalının, çalıştığı kurumda hisse senedi alım satım işlemleri yapmak üzere davacıdan para alması ve bunları usulsüzce kullanmasının aracı kurumun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı- Davalı kurumun kendisinin kusursuz olduğunu ve çalışanlarını seçerken özenle davrandığını ileri sürüp isbatlamakla sorumluluktan kurtulamayacağı- Davalı aracı kurum hakkındaki davanın BK. mad. 125 uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Otel konaklama sözleşmesine dayalı olarak meydana gelen zararın tahsili istemine ilişkin davada, davacının aracının park edildiği ve zararın meydana geldiği otoparkın davalıya ait olup olmadığı, davalının yönetimi veya denetimi altında bulunup bulunmadığının tereddütsüz ve denetime elverişli bir şekilde belirlenerek tazminat yönünden sonuca gidilmesi gerektiği-
Birer güven kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda oldukları, objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlardan dahi sorumlu oldukları, davalı bankanın, adam çalıştıran sıfatı ile de sorumlu oldukları, adam çalıştıranın sorumluluğunun, bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğu olduğu, burada yasanın; adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklediği, adam çalıştıranın sorumluluğunun, kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğduğu, sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmasının yeterli olduğu, adam çalıştıranın, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlü olduğu- Bankanın "benim çalıştırdığım kişi gözü ile imzaları karşılaştırdı, sahte imza asıl imzaya çok benziyordu onun için kendisi yanılmıştır" diyerek sorumluluktan kurtulamayacağı- Birer itimat kurumları olan bankaların, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor