Davacı tarafından bu davada ileri sürülen talep tümüyle sözleşme hükümlerine dayalı olup taraflar arasındaki çekişme sözleşmeden doğan hukuki ilişkiden kaynaklandığından davacının sözleşmeye dayalı olarak ileri sürdüğü talebin, 818 s. BK m.125 (TBK m. 146) uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu- "İş kazası sebebiyle açılan tazminat davasında ve yapılan icra takibinde davalının taraf olarak yer aldığı, davacı aleyhine herhangi bir dava ve icra takibi yapılmadığı, bu sebeple yapılan ödemenin ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceği, bu talebe ilişkin olarak davanın açıldığı tarihte sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak talepleri bakımından zamanaşımı süresi dolduğu" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Aleyhe başlatılan icra takibi sürecinde ödenen paranın ödemenin haksız olduğunun anlaşılmasından sonra faizsiz olarak iade edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvuruda, başvurucunun şirkete nazaran dezavantajlı bir konumu düşürülmesinin Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurucunun talebini sözleşmeye dayalı temerrüt faizi olarak nitelemesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, hâlbuki taraflar arasında bir sözleşmenin kurulmadığının yargı kararıyla sabit hâle geldiği, taraflar arasında bir sözleşme bulunmamasına rağmen borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümlerin uygulanmasının makul ve öngörülebilir olmadığı, başvurucunun 16.599 TL'sinin 11 yıl 1 ay 22 gün boyunca Şirket tarafından haksız olarak kullanıldığı ve başvurucu bu süre zarfında söz konusu para üzerinde tasarrufta bulunmaktan mahrum kaldığı hâlde paranın değerinde enflasyon etkisiyle oluşan değer kaybının karşılanmaması başvurucunun menfaatleri ile Şirketin menfaatleri arasında adil bir denge kurulamaması dolayısıyla mülkiyet hakkının devlete yüklediği ödevlerin ihlal edilmesi sonucunu doğurduğu-
Ahlaki bir görevin yerine getirilmesinden doğan sebepsiz zenginleşmelerin geri istenemeyeceği- Babanın çocuğunun eğitimiyle ilgilenmesi ve eğitim giderlerini karşılamasının da ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olduğu, bu nedenle nafaka borçlusunun müşterek çocuğun eğitimi içim yapmış olduğu ödemelerin nafakaya mahsuben ödenmiş olduğunun kabul edilemeyeceği-
Taraflar arasında bir sözleşme bulunması halinde, ihtilafın sebepsiz zenginleşme değil sözleşme hükümlerine göre çözülmesi gerekeceği- Sözleşme hükümlerine uymayan bir ödemenin zamanaşımı süresi içinde iadesi talep edilebileceğinden, davalı tarafından düzenlenen faturanın sözleşme hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilmesi halinde bunu ödeyen tarafın ihtirazi kayıt ileri sürmesine gerek olmaksızın bu ödemeyi talep edebileceği- Ceza faturalarının yapılan işin hakedişi sırasında düzenlenmiş olduğu davalı tarafından iddia edilmediğinden, sözleşmede yazıldığı şekilde ihtirazi kayıt konulmasına gerek olmadan ödeyenin, zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdatını talep edebileceği-
Borçlanmadığı edimi kendi istediğiyle yerine getiren kimse bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilecek olup (TBK. 78) ispat külfetinin yanlışlıkla ödeme yaptığını ileri süren davacı tarafta olduğu- Vade tarihleri ve ödeme tarihleri birbirinden farklı dava konusu 2 senedin de hataen ödendiğinin kabul edilemeyeceği- Dava konusu senetler bono niteliğinde olup davacının işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranması, ödeme yaparken ödenilen bonodaki imzanın kendisine ait olup olmadığını incelemesi gerektiği- Hataen ödeme yaptığını ispatlayamayan davacının davasının reddi gerektiği-
Sözleşmeden doğan hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunulamayacağı- Sözleşme şartlarına uymadan düzenlenen ceza faturaları nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi davasında, ceza faturalarının düzenlenmesine ilişkin olarak; taraflar arasında 16.09.2009 tarihinde imzalanmış sözleşmede "ceza faturalarının düzenlenmesinden önce davacıya ihtar şartını içerdiği", 21.05.2012 tarihinde imzalan sözleşmede ise "ihtar şartı hakkında bir düzenleme içermediği" anlaşıldığından, sonraki sözleşmenin ihtar şartını öngörmemesi halinde aynı konu hakkında önceki (ilk) sözleşmenin koşullarının geçerli olacağı ve hem ilk sözleşme nedeniyle düzenlenen ceza faturalarının hem de sonraki tarihli sözleşmeye dayanarak hazırlanan ceza faturalarının sözleşme ihlalinin davacıya ihtarı yapılmadan düzenlenmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğu- Davacının itiraz dilekçesinin, ilk sözleşme dayanak gösterilerek düzenlenen ceza faturalarına ihtirazi kayıt olarak kabul edileceği, bu durumda yapılan itirazın, ilk sözleşmenin devamı niteliğindeki ikinci sözleşmeye dayanak gösterilerek düzenlenen ceza faturaları içinde geçerli bir ihtirazi kayıt olduğu- Faturalar yapılan işin içeriğiyle doğrudan bağlantılı olmadığından, sözleşme hükümlerine uymayan bir ödeme yapılmış olması halinde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyenin zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdatını talep edebileceği-
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıya fazla ödenen miktarın tahsili istemine ilişkin davda, kesinleşen mahkeme dosyasında yer alan bilirkişi raporları ayrı ayrı denetime tabi tutularak davalıya fazla ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve fazla ödeme yapılmış ise bu miktarın hüküm altına alınması gerektiği-
Borcu olmadığı halde rızası ile ödeyen kimse ödemede yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebileceği ve bu hususun yanlışlık eda ile ilgili olup bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılma olduğu ve hatalı ödemelerin idare tarafından sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceği-
Davacı ile davalı Dati D.ciler Ataköy Turizm ve İnş. A.Ş. arasında akdedilen anonim şirket hisse devir sözleşmesi kapsamında 2004 yılı karının davacıya ait olduğu iddiasına dayalı alacak istemi-
Davacı sigorta tarafından üçüncü şahıslara ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemi-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor