Retle sonuçlanarak kesinleşen vesayet dosyasında kısıtlı adayı hakkında sağlık kurulu raporu alındığı ve vesayet altına alınmasına gerek olmadığının görüldüğü, dosya incelendiğinde kısıtlı adayı hakkında sağlık kurulu raporu aldırılmasına yetecek delil sunulmadığı gerekçeleriyle sağlık kurulu raporu aldırılmaksızın TMK 405 maddesi bağlamında davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan önceki vesayet dosyasında aldırılan rapor tarihi ile temyize konu dava tarihi arasında geçen süre ve kısıtlı adayının yaşı gözetilmeksizin talebin reddinin hatalı olduğu- Mahkemece; kısıtlanması istenenin dosyadaki bilgi ve belgeler ile birlikte resmi sağlık kuruluna sevk edilip muayenesi yaptırılarak, kısıtlama sebeplerinin olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılmasının usulsüz olduğu- Türk Medeni Kanunu'nun 409.maddesi gereği bir kimsenin dinlenilmeden savurganlığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi sebebiyle kısıtlanamayacağı-
Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, mirasbırakanın işlem ve kadastro tespit tarihleri olan 23.07.1992, 19.08.1994 ve 21.12.1973 tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ehliyetsiz olduğunun tespiti halinde pay oranın iptal tescil isteminin değerlendirilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru olmadığı- 6100 sayılı HMK'nun 65.maddesi uyarınca asli müdahale talebinde, müdahale dilekçesinin harçlandırılması gerektiği açık olmasına rağmen, somut olayda davaya müdahale talebinde bulunan kişi harç ödenmeden müdahale talebinde bulunduğuna göre müdahale isteğinin usulüne uygun olduğu ve davada taraf sıfatını kazandırdığını söyleyebilme olanağının bulunmadığı-
8. HD. 08.06.2017 T. E: 2244, K: 8624-
Hukuki ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin davada, davanın görülebilirlik koşulu olarak terekeye temsilci atanıp, ölünceye kadar bakma akdinin yapıldığı tarihte mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınıp, ehliyetli olduğunun saptanması halinde ise hile hukuksal nedeni üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
1. HD. 05.06.2017 T. E: 2015/344, K: 3184-
Ayırt etme gücününün tespiti için en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasını gerektiği- Mirasbırakanın vekâlet işlem tarihi ve satış gününde tasarruf ehliyetinin bulunmadığının (ehliyetsizliğinin) saptanması halinde, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesinin, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği-
Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği- Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olmasının, kişiye eylem ve işleme göre değişmesinin bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle ... Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı, esasen TMK'nin 409/2. maddesinin akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngördüğü-