Dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden önce, 23.02.2010 tarihinde, açıldığından davada 1086 sayılı HUMK’nın 1. maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği, dava tarihi itibariyle mirasçılık belgesinin iptali sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle eldeki davayı açtığına göre davanın açıldığı tarih itibariyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Hizmet tespitine yönelik davalarda davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı SGK'na (Devredilen SSK) davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması gerektiği- Davacı tarafından tüm çalışma süresine ilişkin prime esas kazancın tespiti talep edilmesine rağmen, dava konusu dönemler yönünden aylara ve yıllara göre tespiti istenilen ücretin ne kadar olduğu ayrı ayrı açıklanmadan, aylık net ücretin ... TL olduğu belirtilerek prime esas kazancın tespitinin talebi hatalı olduğu- Mahkemece, davacının tespitini istediği "prime esas kazancın aylara ve yıllara göre ne kadar olduğu ayrı ayrı açıklattırılarak" davacının talebinin somutlaştırılması gerektiği- Ücret miktarı, HUMK 288'de (HMK 200.'de) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkün olduğundan buna göre araştırma yapılması gerektiği-
HMK'nun yürürlüğünden önceki davalarda davanın açıldığı tarihteki HUMK hükümlerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği-
Prime esas kazancın tespitine dair davada ücret miktarı 6100 sayılı HMK'nın Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 288. maddesinde (6100 sayılı HMK'nun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkün olduğundan, buna göre araştırma yapılması gerektiği- İlk hükmü temyiz etmeyen davalı yönünden artık hükmün kesinleştiği, bu nedenle davalı vekilinin direnme kararını temyizde hukuki yararının bulunmadığı-
Akdin feshi ve tahliye istemi olmaksızın kira alacağı ve tazminat davalarında görevli mahkemenin dava değerine bakılarak tayin edileceği, eldeki davanın değeri 10.000,00 - TL olup, dava tarihi olan 17.02.2011 itibariyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk (Ticaret ) Mahkemesi olduğu-
Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada, tesis kadastrosunun dayanağı olan kayıtlar tercüme ettirilerek denetlenmemiş, paydaşlardan birinin babasının eş ve cocuklarını gösterir nüfus aile kaydı yeterince araştırılmamış, nüfus ve zabıta araştırması tapu kayıtlarına uygun yapılmamış olduğundan hükmün bozulması gerektiği-
Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değerinin dikkate alınacağı, faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesaba katılmayacağı- Temyize getirilen itirazın iptali davasına konu icra takibi miktarı karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddi gerektiği-
Tapu kaydında düzeltim istemine ilişkin davalarda mahkemece izlenmesi gereken yöntem- Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-
Davalı eşin kıdem tazminatını hak ettiği işyerindeki çalışmasını, süresini ve ödenen kıdem tazminat miktarını gösteren belgeler bulunduğu yerlerden getirtilerek, sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınması ve sonucuna göre davacı lehine katılma alacağı hesaplanması gerektiği- Dava; 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken açılmış olup, karara bağlandığı tarihte HMK'nın yürürlüğe girdiği; HMK. mad. 448 ve geçici 1. maddesi gereği tamamlanmış işlemlerin etkilenmemesi kaydıyla HMK hükümleri tatbik edileceği; dosyada bulunan cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin tarihleri itibariyle HUMK yürürlükte iken tamamlanmış olup, HUMK'un 185. madde 2. fıkrası gereği davacı tarafın, davalının rızası olmaksızın davasını genişletemeyeceği veya mahiyetini değiştiremeyeceği-