Konşimentoda "... İşbu konşimento İngiliz yasalarına tabi olarak yorumlanıp, buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıklar başka bir ülke mahkemesinin kaza dairesi hariç tutularak Londra'daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi'nin kaza yetkisine tabii olacaktır." şeklinde yetki şartı bulunduğundan, olayda yabancılık unsuru olduğu ve konşimentoda gösterilen yetkili mahkeme tarafından verilen bir yetkisizlik kararı olmadığı gerekçesiyle, davalının uluslararası yetki itirazının kabulü ile MÖHUK. mad. 47 uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Sözleşmelerin nispiliği uyarınca, konişmentonun ancak tarafları bakımından bağlayıcı olduğu; sözleşmeye göre üçüncü kişi konumunda olan davalı acentenin, konişmentodaki yetki sözleşmesinden yararlanamayacağı-
Taraflar arasında "uluslararası yetki sözleşmesi" yapılmış bulunduğu gözetilerek, "yetki" yönünden "dava şartı noksanlığı" nedeniyle iitirazın iptali davasının usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren konşimento şartına rağmen malın alıcısı konumunda bulunan taşıtan şirketin sigortacısı olan davacı şirket, Türk Kanunlarına göre kurulan ve ikameti Türkiye'de olan davalı taşıyan aleyhine kendi ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakmaya Birleşik Devletler Güney Teksas Houston Mahkemeleri'nin yetkili bulunduğu yolundaki yetki itirazının MK’nun 2.maddesi hükümleri ile bağdaşmayacağı- Davalının yetki itirazının reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilemeyeceği-
Bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK'nın 17. ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak "belirli" olması gerekip, sözleşmedeki "tartışmayı taraflar kendi aralarında çözemedikçe tartışma ... Cumhuriyetinin ilgili mahkemesinde yapılacaktır" şeklindeki yetkili kılınan mahkemenin ismen zikredilmiş bulunmadığından "belirli olma" kriterini taşımayan yetki şartının geçerli olmayacağı-
Tarafların aralarındaki yabancılık unsurunu taşıyan borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesi konusunda anlaşmış olmaları halinde (yani; yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesini yetkili kılmış olmaları halinde), Türk Mahkemesinde dava açılamayacağı, iflas davalarında davacının “alacaklı olduğunu ve alacak miktarını” yetkili kılınan yabancı devlet mahkemesinde dava açıp belirledikten sonra MÖHUK’un 47. maddesi uyarınca iflas yollarından biri ile alacağının tahsili yoluna gitmesi gerektiği-
Alacaklıdan alacağını belirten bir ilam veya belge olup olmadığı sorulmalı, varsa bunlara göre deliller toplanıp dava sonuçlandırmalı, yoksa, alacaklıya taraflar arasındaki sözleşme uyarınca İngiltere Mahkemelerinden alacağını belirtir ilam alması için süre verilmeli, dava açılması halinde bu dava sonucu beklenmeli, yahut iflas davasının basit yargılama usulüne tabi ve ivedi sonuçlanması gereken davalardan olduğu gözönünde bulundurularak davacı tarafça bu aşamada alacağının varlığını ispata yarar bir ilam veya belge sunulmadığından şartları oluşmayan iflas davasının reddine karar verme seçeneklerinin hangisinin dosya kapsamına ve somut olayın özelliklerine uygun düştüğü yerinde tartışılıp değerlendirilmeden eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
2675 sayılı MÖHÜK’un 31. maddesinin (şimdi; 5718 sayılı MÖHUK'un 47. maddesinin) özüne ve sözüne uygun bir şekilde düzenlenmiş bir ‘yetki anlaşması’ ile Türk mahkemelerinin yetkisinin kaldırılabileceği ancak Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetkisini belirleyen kuralları ‘kamu düzeni’ veya ‘münhasır’, ‘kesin’ yetki esasına dayanılarak tayin edildiği hallerde, tarafların yabancı bir ülke mahkemesini ‘yetki anlaşması’ ile yetkili kılamayacakları, Türk mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararının cebri icra yolu ile uygulanmasına dair yetkinin, devletin kendi ülkesi üzerinde hakimiyet tasavvufunda bulunabilme iktidarının bir görünümü olduğundan, ‘münhasır’ ve ‘kesin’ yetkilerden olduğu–