Dava konusu suyun çıktığı mer’anın ve orada otlayan hayvanların su ihtiyacı dikkate alınarak, uzman bilirkişiler aracılığı ile davalıya artacak su bulunup bulunmadığını tesbit edilerek, sonucuna göre -«suya elatma» hakkında- karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu yerden “kaynak” biçiminde çıksa bile, suyun kaynadığı ta- şınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük veya suyun yeryü-züne çıkar çıkmaz bir “dere” haline geldiği veya özel mülkiyete konu olmasının kamu için zararlı olduğu hallerde, kaynağın, arzın tamamlayıcı parçası sayılamayacağı-
MK. 742 ve 737 hükümlerinin uygulama alanları (MK. 742’nin “ken-di kendine akan ve zaptedilemeyen su”lala ilgili olduğu, olayda olduğu gibi, “kanal ya da ark içinde kontrol altında tutulan suya el atılma-sı”ndan doğan uyuşmazlığın MK. 737 çerçevesinde çözümlenebileceği) -
Köy mer’asından çıkan sudan davalının tek başına yararlanamayacağa-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir dereye zarar veren kimse hakkında, herkesin -bu aradan köy tüzel kişiliğinin de- elatmanın önlenmesi davası açabileceği-
Genel sudan ancak eskiden beri o sudan yararlanan kişilerin haklarına zarar vermeyecek şekilde istifade edilebileceği-
Davacının, davalıya ait arazi içindeki harktan yararlanmak sure-tiyle değil, sahipsiz yerden ayrı bir ark açarak, harktan akan sudan fay- dalanabilecekleri-
Değirmenden çıkan su ile eskiden beri tarlasını sulayan tarla sahi-binin su hakkına dokunulamayacağı-
Eskiden beri tanınmış olan sudan yararlanma hakkına dayalı dava-larda, hak sahibinin eski zamanlardaki yararlanmasının kapsamının gözönüne alınacağı, sonradan artmış olan ihtiyaçlarının hesaba katılmayacağı-
MK. 742 ve 756 hükümlerinin uygulama alanları - MK. 742 hükmünün; yağmur ve kar suları gibi tabii olarak akan sular hakkında, MK. 756 hükmünün ise; taşınmaz sahibinin bağımsız tasarrufuna konu kaynaklar hakkında uygulanabileceği-