Sanığın tazyik hapsinin tamamını infaz ettiği anlaşılmakla, sanık hakkında aynı ödeme taahhüdü nedeniyle yapılan ikinci şikâyet nedeniyle Mahkemesince önceden verilen tazyik hapsi kararının tamamının infaz edildiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği-
Borçlunun vekili bulunması halinde tebligatın vekile yapılmasına dair zorunluluğun asile tebligat yapılması gereğini ortadan kaldırmadığı, İİK'nın 76 ve 338. maddesinde düzenlenen suçlar yönünden asile tebligatın arandığı, hal böyle olunca borçlu asile icra emri tebliğinin usulsüz olmayıp, borçlunun vekiline de tebligat yapılmamasının sadece bir eksiklik olduğuna işaret edildikten sonra, mahkemece bu eksikliğin ikmaline karar verilmesi gerekmekle birlikte, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra ...............'de borçlunun vekiline de icra emrinin tebliğ edilmiş olması nedeniyle şikayetin konusuz kaldığı- Davalı tarafta yer alan takip borçlusu ............ ile ............'nun adları altında Avukat .............'in, vekilleri olarak yazılı olduğu ve ilamın hüküm kısmının a bendinin 3. fıkrasında adı geçenler lehine vekalet ücretine hükmedildiği görülmekle, şikayet tarihi itibariyle borçlunun şikayetinde haklı olduğunun ve bu suretle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin şikayet edilen alacaklı aleyhine hükmedilmesinin yerinde olduğu-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 2/1. maddesinde disiplin hapsinin; "Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapis" olarak tanımlanmış olduğu- İİK.'nin 76. maddesi gereğince mal beyanında bulunmamak suçunun oluşabilmesi için "borçlu sanığa usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal süre zarfında mal bildiriminde bulunmamış olması" gerektiği- Öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'a göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekeceği-
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacının hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermek olduğu- Vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle bu hususta kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağı-
Borçlu sanığa usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal 10 günlük süre zarfında mal bildiriminde bulunmadığının anlaşılması karşısında, borçlu sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 76. maddesi gereğince hapsen tazyikine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemesince borçlu sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle alacaklı vekilinin hapsen tazyik talebinin reddine karar verilmiş ise de, borçlu sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına kanaat getirilmesi halinde, mahkemesince borçlu sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği-
Borçlu sanığa usulüne uygun olarak 10/01/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal 10 günlük süre zarfında mal bildiriminde bulunmadığının anlaşılması karşısında, borçlu sanığın İİK'nın 76. maddesi gereğince hapsen tazyikine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu sanığa usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal 10 günlük süre zarfında mal bildiriminde bulunmadığının anlaşılması karşısında, borçlu sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 76. maddesi gereğince hapsen tazyikine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden , yazılı şekilde karar verilmesinde isabet olmadığı-