8. HD. 21.06.2017 T. E: 2015/6488, K: 9567-
Tapulu taşınmazların harici satışı geçersizse de, davacı-karşı davalının taşınmazı 10 yıl gibi uzunca bir süre kullanmış olması ve davalı-karşı davacı tarafından da bu kullanımına uzun bir süre ses çıkarılmadığı gözetildiğinde, taşınmazı haricen satın alan tarafın, fuzuli şagil sayılamayacağı ve harici satış bedeli kendisine ödeninceye kadar taşınmazı elinde tutma hakkının bulunduğu, davalının bu dönem yönünden iyiniyetli zilyet konumunda olacağı ve TMK. mad. 994 uyarınca iyiniyetli zilyedin, yaptığı zorunlu ve faydalı giderlerin tazminini talep edebileceği, bu tazminat ödeninceye kadar da hapis hakkı doğacağı- Davacı-karşı davalının taşınmazı satın almak suretiyle kullanması ve bu süre içerisinde taşınmazın kullanılmasına göz yumulmuş olmasının, kullanmaya muvafakat olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu durum karşısında, elatmanın önlenmesine karar verildikten sonra davacı-karşı davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasının hatalı olacağı-Taşınmazdan iyi niyetle yararlanan zilyedin, geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden tazminat ödemek zorunda olmadığı ve kaybedilmesinden, yok olmasından ve hasara uğramasından da sorumlu olmadığı-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
8. HD. 27.02.2017 T. E: 2016/22046, K: 2614-
Tavzih yoluyla el atmanın önlenmesi yönünden hükme vekalet ücreti eklenmesi suretiyle hükmün değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
TMK'nun 506/1-3.bendinde yer alan saklı pay sahipleri bakımından konulan hüküm 10 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe giren 5650 sayılı Kanunla madde metinden çıkartıldığı, davada yer alan murisin yeğenlerinin saklı paylarının bulunmayacağı-
Mahkemece yapılacak işin; miras bırakanın tüm mirasçılarının davaya muvafakatları alınamadığından, TMK.nun 640. maddesi gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, bu usuli eksiklik yerine getirilerek dava şartı tamamlandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi olduğu-
İrtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden bu hakkın kurulmasının gerekeceği-
Mirasçılar arasında «kazandırıcı zamanaşımı»nın işlemeyeceği -