Davalı işveren mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağına ilişkin uyuşmazlıkta,  en yakın mirasçılarının tamamı olduğu anlaşılan tek mirasçı tarafından reddolunan miras daha sonraki derece bulunan mirasçılara geçmeyeceğinden, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla mahallin sulh hukuk mahkemesine durum bildirilerek iflas hükümlerine göre reddolunan mirasın tasfiyesinin sağlanması, davalı muris için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- "Yasal mirasçılardan birinin mirası reddi hâlinde reddeden mirasçının mirasbırakandan önce ölmüş gibi sayılarak onun payının miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi diğer hak sahiplerine geçeceği, bu nedenle mirası reddedenin eldeki davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu itibarla mirası reddedenin mirasçılarının davaya dâhil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği" ve "hizmet tespiti istemine ilişkin eldeki davada davanın niteliği itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmasının yeterli olduğu, zira bu davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılabileceği" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği- 
17. HD. 11.06.2019 T. E: 2016/17797, K: 7350-
Tazminat davası bozma ilamına uyularak-
Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde, bir işin ve hizmetin bir bölümünün verilmediği, toplam 500 gemi adamının çalıştırılmasına ve işçi teminine yönelik olduğu, yasalarımızda işçi teminine yönelik açık düzenleme bulunmadığı, Borçlar Kanunu’nun genel muvazaa kriterlerine göre davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren ... A.Ş.'nin işçisi olduğu anlaşıldığından, davalılar arasında muvazaa bulunduğu- Davacının sendika üyeliğinin asıl işveren A.Ş.'ye bildirildiği tarih yararlanma tarihi olacağından, bu tarihin araştırılması ve buna göre Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağının belirlenmesi gerektiği-
Sözleşme maddelerinin içeriği göz önünde alındığında, davalı İdarenin ihale makamı olmayıp gerçekte asıl işveren olduğu sonucunun çıkarılarak, kendisine kusur izafe edilmese bile iş kazasından diğer davalı işveren şirketle beraber müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekir mi?
Rücûan tazminat istemine ilişkin davada, davalılar arasındaki ilişkinin belirlenmesi ve aralarında asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığının bulunup bulunmadığının araştırılıp, aralarında anılan türden bir ilişkinin olmadığı sonucuna varılması halinde bu kez iş sahibi-üçüncü kişi olarak tarafların kusur durumları irdelenip varılan sonuca göre gerektiğinde yeniden kusur incelemesi yaptırılması gerektiği-
Rücuan tazminat istemi-
Rücuan tazminat istemi-
04.08.2011 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının haksahibine bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler nedeniyle oluşan Kurum zararının tümünün 5510 sayılı Kanunun 12, 21 ve 23. maddeleri gereğince rücuan tazmini istemi-
31.12.2011 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının davalıdan rücuen tazmini istemi-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor