Türk Medeni Kanununun 761. maddesi gereğince “ zorunlu su irtifakı” kurulması isteği-
Malikin kendi taşınmazı üzerine diktiği ağaçların dalları ve kökleri komşunun taşınmazına geçip zarar verdiği takdirde, ikaz üzerine münasip bir müddet içerisinde bu dal ve köklerin kesilmesi gerektiği; malik tarafından kesilmediği takdirde, komşunun bu dal ve kökleri kesip zaptetme hakkı doğacağı- davalının kendi taşınmazı içerisine diktiği ağaçların, ileride büyüyüp davacının taşınmazına gölge yapıp zarar vereceği iddiası ile açılan davaların, "uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması mülkiyetin genel kurallarına ters düşeceğinden" reddedilmesi gerektiği- TMK. mad. 737' nin uygulamasında doğrudan bir tecavüz olduğundan katlanma sınırını aşan bir zararın bulunup bulunmadığını, mülkiyetin taşkın kullanılıp kullanılmadığını araştırmaya gerek olmadığı-
Davacının taşınmazına yakın ve taşınmaza zarar veren incir ağacının zararın giderimi konusunda hangi önlem veya önlemlerin alınacağının açıklanması gerektiği ve davacının taşınmazına uzak (3 metre) mesafedeki incir ağacının davacıya herhangi bir zararının bulunmadığı bildirildiğinden ağaçların sökülmesine karar verilemeyeceği-
Davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK'nın 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemeyip yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şart olup davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu pencere nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlenemediğinden davanın reddi gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olmasının aranmadığı, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması gerektiği, davalının hiçbir kusuru olmasa da, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebileceği- Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davada, davacı tarafından davalı şirkete gönderilen ihtarnameye verilen cevapta tazminata konu kazıyı yaptığını davalı şirket kabul ettiğinden, işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde talep her ne kadar "el atmanın önlenmesi ve yıkım" olarak belirtilmekte ise de dava dilekçesinin 3 numaralı paragrafında ve davacı vekilinin ilk celsedeki sözlü beyanında, yazılı beyanında ve yargılama aşamasında dosyaya sunulan dilekçelerde davacının talebinin taşınmazın mülkiyetine ilişkin olmayıp komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden elatmasının önlenmesi olarak ifade edildiğinden davacının bu yöne ilişkin iddia ve delilleriyle davalıların savunmalarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Duvarın yıkılma riski bulunduğu ve yıkılma riskinin ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiği açıkça belirtildiğinden bu hususun gözetilmek zorunda olduğu- Duvarın davacıların görüşünü ve güneş ışığını engellediği iddialarıyla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği-
Davacıların taşınmazlarına zarar veren harfiyatı yaptığı ileri sürülen ve mahkemece aleyhine tazminata hükmedilen şirket kazıyı yapmadığını, diğer davalı maliklerle arasında inşaat yapımı hususunda bir sözleşme olmadığını savunduğundan itirazların değerlendirilerek inşaatın doğrudan arsa malikleri tarafından mı, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle bir yüklenici aracılığıyla mı yaptırılmakta olduğunun sorulup araştırılması gerektiği, varsa bu konudaki sözleşmeler temin edilerek davalı şirketin zarardan sorumlu olup olmadığı kesin olarak belirlenmesi gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olmasının aranmayacağı, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağının bulunmasının yeterli olacağı-
Genel kaynak suyundan yararlanmak için, MK. 761’e dayanılarak dava açılamayacağı, bu hükmün komşunun ihtiyacı olmayan suyundan yararlanmayı düzenlediği-