Üçüncü kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ile terditli olarak ileri sürdüğü istihkak iddiası- İpotekli takipte kıymet takdirine esas alınan menkuller için satış istenildiği, menkulleri başka bir icra dosyasından ihale ile aldığını iddia ederek mülkiyet iddiasına dayanan üçüncü kişinin istihkak iddiasının dinlenebilir olduğunun kabulü gerektiği-Davalı alacaklı tarafından takibe konu alacağın tahsil edildiği, davaya konu taşınmaz üzerinde 150/C şerhinin fekkine karar verildiğinin bildirildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği- Üçüncü kişi aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz yoluna başvurmuş olup mahkemenin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan mahkeme kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- Birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı-
Takip talebi incelendiğinde, şikayetçi temlik alanın takip talebinde ipotek veren olarak yer aldığı ve sadece bir taşınmazı yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başlandığı, hakkında takibin iptal edilmesi ile sadece bu taşınmaz yönünden 150/c şerhinin herhangi bir harç tahsil edilmeden kaldırılması gerekirken İlk Derece Mahkemesince, takibe konu tüm taşınmazlar yönünden herhangi bir harç tahsil edilmeden 150/c şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
30.12.2015 tarihinde bir yıl süreli olarak tesis edilen ipoteğin 01.01.2020 tarihinden önce süresinin sona erdiği, süre bitiminden itibaren 30 gün içinde (31.01.2020 tarihinde kadar) alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp, taşınmaz üzerine İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerh konulmadığından, 20.04.2022 takip tarihi itibariyle süresi dolan ipotek senedine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmasının mümkün olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesi'nin, "rehinle temin edilen alacağa ilişkin İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmasının doğru olmadığı" gerekçesi yerinde olmayıp, İİK' nun 68. maddesi kapsamında itirazın kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- İpoteğin "süreli" olarak kurulmuş olması halinde, alacaklı ne zaman takipte bulunabilir( icraya başvurabilir)?
Yeniden yapılandırma sözleşmesi şikayet eden borçlulardan A.Ş.'nin aralarında bulunduğu kuruluşlar ile karşı taraf alacaklı bankanın aralarında bulunduğu bankalar arasında belirtilen yasal düzenlemeye istinaden düzenlenmiş olup, şikayete konu taşınmazın sözleşme kapsamında yer aldığı, sözleşme gereğince bu taşınmazın davalı bankaya davalı banka lehine tesis edilen ipotekten başka takyidattan ari olarak devredilmesi gerektiği, bu taşınmazın davalı bankaya borçlu tarafından satış suretiyle devredildiği, bu durumda taşınmaz üzerindeki İİK’nın 150/c maddesi uyarınca konulan şerhin kaldırılması işleminin, sözleşme uyarınca yapılacak işlem niteliğinde olduğun ve bu şerhin tahsil harcı alınmaksızın kaldırılması gerektiği- Finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin tarafı olmayan şirketin ise 5441 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 32. maddesinden faydalanamayacağı-
Dayanak icra dosyasında .................. tarihinde yeniden satış talebinde bulunulduğu, farklı tarihli taleplere istinaden ............. İcra Dairesinin .......... talimat dosyası ile ihalesi yapılan menkuller üzerinde ............. İcra Dairesinin .................. sayılı dosyasından kıymet takdiri yapıldığı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli icra tutanaklarına göre de satış masrafının yatırıldığı anlaşıldığından, ipotekli takipte kıymet takdirine esas alınan menkuller için satış istenildiğinin, menkulleri başka bir icra dosyasından ihale ile aldığını iddia ederek mülkiyet iddiasına dayanan 3. kişinin istihkak iddiasının dinlenebilir olduğunun kabulü gerekeceği, bu kabul doğrultusunda davanın esasına ilişkin değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Tahsil harcının, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (1) sayılı tarife uyarınca %11,38 oranında uygulanması için tüm taşınmazların değil taşınmazlardan birinin satılması yeterli olduğundan, İcra Müdürlüğünün %11,38 oranında harç alınması yönündeki şikayete konu kararı harç oranı yönünden yerinde olup mahkemenin %2,27 oranında harç alınması gerektiğine dair kararının doğru bulunmadığı- Alacaklının ipoteğe konu taşınmazlardan birinin üzerine İİK'nın 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasına yönelik talebi, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceği ve TMK'nın 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı, bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabileceğinden tahsil harcının da limit miktarı üzerinden alınması gerektiği tabi olup, İcra Müdürlüğü'nün 150/c şerhinin kaldırılması için takip çıkışı üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik işlemi yerinde değil ise de; şikayete konu taşınmazların toplam ipotek limitinin 15.190.000,00 TL, takip çıkışının ise 13.703.177,79 TL olduğu nazara alındığında mahkemece, şikayete konu müdürlük kararının bu kısmının yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin harca esas alınan değer yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, ipotek limiti üzerinden alınması gerektiğine yönelik gerekçesinin, şikayetçi borçlunun hukuki yararı bulunmadığından hatalı olduğu-
Takibin hangi tarihte düştüğü tespit edilerek, şayet takip düşmeden önce alacaklı tarafından taşınmazlardan sadece birisi bakımından İİK.nun 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi halinde alacağın tamamen tahsil edildiği karine olarak kabul edilip tahsil harcının alınması gerekeceği- Fakat, takip düştükten sonra 150/c şerhinin kaldırılmasının talep edilmesi halinde tahsil harcı alınmaması gerektiği-
İpotek akit tablosunda “aldığı 300.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ............. lehine 1. derecede, faizsiz faiz ve 28.12.2018 süre ile ipotek tesis ettiği” açıklamasının bulunduğu, belirtilen bu sürenin açıkça ipoteğin süresi olarak gösterildiği, karz olarak alınmış (doğmuş) 300.000,00 TL borcun vadesinin ise akit tablosundan açıkça anlaşılamadığı, 13.2.2019 olan takip tarihi itibariyle süreli ipotekle ilgili MK’nın 883. maddesinin ikinci fıkrası henüz yürürlüğe girmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin süresinde yapıldığının anlaşıldığı, değişen içtihadımız uyarınca ipotek akit tablosunda yazılı 28.12.2018 tarihi vade tarihi olarak nitelenemeyeceği için bu tarihte alacağın muaccel olduğundan söz edilemeyeceği, o halde mahkemece, takipten önce gönderilen muacceliyet ihtarı bulunup bulunmadığı alacaklıdan da sorularak tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken borçlu ve ipotek veren malik için muacceliyet ihbarına gerek bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddinin isabetsiz olduğu-
01.01.2020 tarihinde süresi sona eren ipoteklerin (30 gün içinde yani 31.01.2020 tarihine kadar) icraya konularak İcra Müdürlüğünce İİK m.150/c maddesinde belirtilen şerhin, taşınmazın tapu kaydı üzerine konulması gerekeceği, aksi takdirde taşınmaz üzerindeki ipoteğin sona ereceği ( terkin edileceği)-
İpotek akit tablosunda “Aldığı 3 Milyon TL için faizsiz 5 yıl süreli ipotek” açıklamasında geçen 5 yıl sürenin açıkça ipoteğin süresi olarak gösterildiğinin kabulü gerekeceği- Karz olarak alınmış (doğmuş) 3 Milyon TL borcun vadesi ise akit tablosundan açıkça anlaşılamadığından, borcun muaccel olacağı tarih açıkça başka bir belgeyle de belirlenmemiş olduğundan, alacağın ihtarla talep edilerek muaccel hale getirilmesi gerekeceği- Borçluya 08.01.2021 tarihinde keşide ve tebliğ edilen ihtarla bu koşul yerine getirildiğinden ve iptaline karar verilen ilk icra emri de ödeme ihtarı yerine geçeceğinden alacağın muaccel hale geldiği, bu durumda 25.02.2021 tarihinde ipoteğe uygun olarak faiz talebi de olmaksızın düzenlenen icra emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin yürütülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, bu gerekçeyi taşıyan İcra Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf talebinin esastan reddi gerekirken, ipotek akit tablosunda yer verilen ipotek süresi borcun vadesi olarak değerlendirilip takibin bu süre dolmadan başlatıldığından bahisle kararın ortadan kaldırılmasının ve takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
