12. HD. 25.09.2023 T. E: 2022/13195, K: 5304
Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38, hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan %9,10 oranında tahsil harcı alınması gerektiği- İcra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısının alınacağı, buna karşılık haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcının tam alınacağı- Tahsil harcının %11,38 oranında alınabilmesi için, tüm taşınmazların değil taşınmazlardan birinin satılmasının yeterli olduğu ve davaya konu olan uyuşmazlıkta ipotekli taşınmazlardan bir tanesi satılarak paraya çevrildiğinden İcra Müdürlüğünün %11,38 oranında harç alınması yönündeki şikayete konu kararı harç oranı yönünden yerinde olup mahkemece %2,27 oranında harç alınması yönünde verilen kararın isabetsiz olduğu-İpoteğe konu taşınmazlardan birinin üzerindeki şerhin kaldırılmasına yönelik alacaklı talebi, alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden ve takip talebi ile ödeme emrindeki toplam alacağın ipotek limitinin üstünde olduğundan İcra Müdürlüğünce tahsil harcının takip çıkışı üzerinden alınması isabetsiz olup, tahsil harcının ipotek limiti üzerinden alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçilerin gönderilen hesap kat ihtarlarına yasal 8 günlük süre içerisinde itirazda bulundukları, alacak miktarının kesinleşmediği, bu nedenle alacaklı banka kayıtları ve tarafların delilleri dikkate alınarak yaptırılan bilirkişi incelemesinde alacaklı bankanın ana para alacağının 549.129.247,69 TL olduğunun belirlendiği, şikayetçi borçluların ana para alacağının miktarı yönünden istinaf nedeni ileri sürmediği, faiz oranlarına itirazda bulunulduğu, davalı alacaklının ana para alacağının taşınmazlar üzerinde tesis edilen ipotek limitleri toplamından fazla olması ve takibin ipotek limitleri toplamı olan 3.900.000 TL üzerinden başlatılması nedenleriyle alacağa takipten sonraki dönem için faiz işletilemeyeceği, dolayısıyla alacağın faizinin ne şekilde belirlenmesi gerektiğinin şikayete konu takip dosyası yönünden önem taşımadığı-
Muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı, bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabileceğinden tahsil harcının da limit miktarı olan 1.350.000 TL üzerinden %11,38 oranında alınması gerektiği, İcra Müdürlüğünün 150/c şerhinin kaldırılması için dosya borcu 7.965.000,00 TL'nin tamamı üzerinden tahsil harcı alınmasına yönelik işleminin yerinde olmadığı-
TMK.m883/II uyarınca; ipoteğin süreli olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının en geç ipotek süresi içinde ipotekli takip yapıp, tapu kaydına İİK.m.150/c şerhi koydurmak zorunda olduğu- Alacaklı tarafından takipteki zorunlu dava arkadaşlığı hususundaki eksikliğin yargılama sırasında giderildiği, öte yandan dayanak ipotek akit tablosunun 2011 tarihli olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 883. maddesindeki değişikliğin 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten önce süreli olarak tesis edilen ipoteklerin de, şayet süre sona ermiş ise 01.01.2020 tarihinden itibaren 30 günlük sürenin sonunda takibin başlatılması gerekeceğinin açık olduğu- Bu süre zarfında belirtilen şerhin konulmaması halinde ipoteğin, malikin talebi ile tapu müdürlüğünce terkin edileceği-
Asıl borçlu şirkete hesap kat ihtarının tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket tarafından hesap kat ihtarına süresi içerisinde itirazda bulunulduğunun ileri sürülmediği, bu nedenle borcun asıl borçlu şirket yönünden kesinleştiği, davacının ipotekli taşınmazın maliki olduğu, dava dilekçesinde ihtarnamenin kendilerine usulsüz tebliğ edildiği iddiasına yer verilmediği, incelenen ihtarnameye göre ihtarnamenin davacı şirkete tebliği edildiği bu hali ile ipotek malikine muacceliyet ihtarnamesinin tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinde tebligatın usulsüz olduğuna yer verilmiş ise de dava dilekçesinde bu iddiaya yer verilmediğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmediği, asıl borçlu tarafından süresinde borca itirazda bulunulmaması halinde ipotek malikinin açtığı dava sonucunda icra emrinin iptali veya düzeltilmesi söz konusu olamayacağı-
Davacıların dava dilekçesinde hesap kat ihtarında talep edilen borç miktarına açıkça itiraz etmediği, hesap kat ihtarına itiraz edildiğini, bu nedenle aleyhlerine ilamlı takip yapılamayacağını beyan ettiği, hesap kat ihtarında talep edilen borç miktarına itirazlarını ilk olarak istinaf aşamasında ileri sürdükleri, HMK.'nin 357. maddesi gereğince bu iddianın istinaf incelemesi sırasında dikkate alınmasının yasal olarak mümkün olmadığı, İİK.'nin 150/ı maddesine göre ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi şart olmadığı, hesap kat ihtarına itiraz edilmiş olmasının İİK.'nin 150/ı maddesi uyarınca ilamlı takip başlatılmasına engel olmadığı, konkordato davasında verilen tedbir kararı kapsamına ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibin dahil olmadığı, tedbir kararının yalnızca rehinli malın satışına engel olacağı, ipotekli takip başlatılmasına engel olmayacağı
İİK.'nin 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetinin, İİK.'nin 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbi olduğu- İİK.'nin 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
Aynı alacak için hem bonoya dayalı takip hem de  tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması- Alacaklının 150/c şerhinin kaldırılması talebi alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil etse de, dosyanın infazen kapatılması için açıkça takipten vazgeçilmesi, alacaktan feragat edilmesi veya dosya borcunun tamamının ödenmesi gerektiği- Alacaklının her iki takip dosyasındaki talepleri incelendiğinde; alacaklının "takipten açıkça vazgeçtiğine" veya "alacağından feragat ettiğine" dair herhangi bir beyanın olmadığı, tahsil harcının ödenmesinin borcun ödendiği anlamına gelmeyeceği göz önüne alınarak şikayetin reddine kararı verilmesi gerektiği-
İpotek belgesinde 'ipoteğin 30.08.2020 yılına kadar süre ile konulduğu' yazılı olup, 25.03.2021 tarihinde başlatılan takipte TMK'nın 883/2. maddesi gereğince belirlenen süreden sonra konulan İİK.m.150/c şerhinin yok hükmünde olduğu, yapılan takibin 'usulsüz olduğu, zira yasal bir aylık süre içerisinde takip başlatılmaması nedeniyle taşınmazın teminat niteliğini kaybettiği, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği'- Her ne kadar ipoteğin kesin borç ipoteği olarak kurulduğu ve asıl borçlunun şikayetçi .............. olduğu görülmekte ise de, ipoteğin, taraflar arasında ihtilafsız olan Dış Cephe Mantolama İşleri Sözleşmesi gereğince, bu sözleşmenin teminatı olarak verildiği hususunun alacaklının kabulünde olduğu, buna göre ipotek konusu borcun asıl borçlusunun ...... Ltd. Şti, ipotekli taşınmaz malikinin ise şikayetçi .............. olduğu, buna göre İİK'nın 149 ve 149/b maddeleri gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ipotek verenin 3. kişi olması halinde takip talebinin borçlu kısmında asıl borçlu ile birlikte ipotek veren 3. kişinin de taraf olarak gösterilmesi gerekmekle, somut olayda asıl borçlu .......... Ltd. Şti'nin takipte taraf olarak gösterilmediği anlaşıldığından takibin 'zorunlu takip arkadaşlığı'na da aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor