Nafaka davalarının, basit yargılama usulüne tabi olduğu- Basit yargılama usulünde yapılan ilk duruşmada dava hakkında hüküm verilmeyen durumlarda, mahkemenin tahkikata başlayacağı ve tahkikat duruşması İçin tarafları duruşmaya davet edeeceği- Basit yargılama usulünde ön inceleme aşaması bulunmakla birlikte ön inceleme için ayrı, tahkikat için ayrı duruşma günleri belirlemek yerine ön inceleme aşamasından sonra aynı duruşmada tahkikat aşamasına geçilmesinin mümkün olduğu ve özellikle somut olayda davalının cevap dilekçesi ile davaya son veren bir taraf işlemi olan davayı kabul ettiğine yönelik beyanı da nazara alındığında, mahkemece ayrı bir tahkikat günü belirlenerek yargılamaya devam edilmesinin doğru görülmediği- Yardım nafakasının kaldırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerektiği-
Somut olayda davacının talebi tedbir nafakasına ilişkin olup mahkemece, gerekçede davanın ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkin olduğu, davacının ayrı yaşamakta haklı olması nedeniyle davacı kadın ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirtildiği- Gerekçede tedbir nafakası olarak değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde "karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına" ve "yardım nafakası olarak aynen devamına" ibarelerinin kullanılmasının doğru görülmediği- Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Anne-babanın, çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların anne-babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan (destekten yoksun kalma,tedavi ve cenaze giderine-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuklar yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekip, borçlunun bunun aksini ileri sürerek, müşterek çocukların Haziran 2013 yılından itibaren kendi yanında kaldığı iddiasını her türlü delille ispatlayabileceği-
Eğitimine devam eden reşit bireyin, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekeceği, mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın gelirinin göz önünde bulundurulması, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesinin gözetilmesi gerekeceği-
Okumakta olan kişinin, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesinin asıl olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalının 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dekanlığı Türkçe Öğretmenliği bölümünden 2015 yılı Haziran ayında mezun olduğunun, herhangi bir işte çalışmadığının, davacının ise, emekli olduğunun, aylık 1.675- tl geliri olduğunun, üzerine kayıtlı bir dairesi olduğunun ve bekar olup yalnız yaşadığının anlaşıldığı, ülkenin çalışma koşulları, kalıcı ve düzenli gelir getiren bir iş bulmanın zorluğu, davacının Üniversite'den yeni mezun oluşu, iş deneyiminin olmayışı, kamu personeli seçme sınavını kazanmak için ders çalışması gerektiği konuları düşünüldüğünde; mahkemece davanın kabulü ile davalı lehine bağlanan yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacı kadının ev hanımı olduğu, sabit bir geliri bulunmadığı, abisinin yardımı ile geçimini sağladığı, davacı oğulun ise İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi 1. Sınıf öğrencisi olduğu, çalışmadığı, geçimini annesinin sağladığı, davalının ise tır şoförü olarak çalıştığı aylık 2.500 TL ücret aldığı, ayrıca aylık 1.300 TL emekli maaşının bulunduğu anlaşılan uyuşmazlıkta, davacı kadın lehine hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının ve davacı oğul lehine hükmedilen aylık 300,00 TL 'lik yardım nafakasının az olduğu-
Nafaka yükümlüsü babanın cezaevinde olması veya bakma gücünün olmaması üzerine bir üst zümrede yer alan dededen de nafaka istenebileceği, ancak, aynı sıradaki nafaka yükümlüsü davacı çocukların anne tarafının ailesi açısından bir araştırma yapılmaksızın, onların da sorumlu olabileceği nafaka miktarı belirlenip, bundan sonra davalı dede aleyhine nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 03.04.2017 T. E: 2015/25354, K: 3745-