TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > Madde 59 - 4. Ayırt etme gücünün geçici kaybı
Davacının, bağımsız bölümünde oluşan zararının giderilmesi ve su sızıntısının önlenmesine yönelik olarak projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin açtığı davanın kesinleşmesini beklemesi ve kesinleşen kararı icra kanalı ile infaz ettirmesinde davacıya kusur izafe edilemeyeceği, Kat Mülkiyet Kanunu’nun 23. maddesinin davacıya yükümlülük getirmediği, davalıların dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı- "Eski hâle getirmenin tam olarak yerine getirilmemesinde davacının da kusuru olduğu, eski hâle getirme davasında davacı tarafa da yetki verildiği, mülkiyet hakkına ilişkin dava açılmış ve sürmekte olması ve infazın geç yapılabilmiş olmasının davacıya haksız fiil sorumluluğu bakımından gecikme hakkı vermeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Hâkimin manevi tazminatın miktarının tespitine ilişkin olarak kararının; takdir yetkisini kanunun öngördüğü şekilde ve sınırlarda kullanıp kullanmadığı, objektif kriterleri esas alıp almadığı veya öğreti ve uygulamada geliştirilen ilkeleri dikkate alıp almadığı hususları bakımından üst yargı denetimine tabi olacağı- Hakimin geniş takdir yetkisinin kullanılmasından ibaret olan ve manevi zararın giderilmesi için, davacının talebi doğrultusunda bir miktar para ödenmesine hükmedilmiş olması uygun bulunmayarak, başka bir giderim şekline hükmedilmesi gerektiğinin belirtilmesinin, hâkimin bu konudaki mutlak takdir yetkisine müdahale olduğu-
Davalının, davacı ile evli olduğunu bildiği halde, dava dışı eşi ile birlikte olduğu ileri sürülerek açılan davada, aldatma mahiyetindeki davranışların davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği ve manevi tazminatı gerektirmeyeceği-
Dört adet tüketici kredisi kullanan tam ehliyetsizin, krediyi alana kadar tam ehliyet imiş gibi davrandığı ve bankayı yanıltmış olduğu, geri ödemeler söz konusu olduğunda ise ehliyetsizliğinin ileri sürdüğü, bu durumda MK’nun 2’nci ve BK’nun 54’üncü maddesinin uygulanması gerekeceği ve krediyi kullananın ehliyetsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemenin reddedilmesi gerekeceği-
Dava, kasten öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıklar ile yapılan ödemeden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, kusur sorumluluğu için temyiz kudretinin varlığı gerektiği, diğer yandan, kanunda gösterilen istisnaların varlığı halinde, temyiz kudreti bulunma-yanlar da sorumlu tutulabileceği, bu istisnai durumlardan biri ise, Borçlar Kanununun 54/1. maddesi olduğu, bu madde hükmüne göre, hakkaniyet gerekli kılıyorsa hâkim temyiz kudreti bulunmayan bir kişiyi kısmen veya tam olarak tazminata mahkûm edebileceği-