İlk iflâs kararının Yargıtayca bozulup, bozmaya uyulduktan sonra ancak iflâs kararı verilmeden önce iflâs davasından feragat edilebileceğinden, mahkemece "feragat nedeniyle davanın reddine" karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı–
Hem davalı gerçek kişinin hem de davalı tüzel kişinin iflasına karar verildikten sonra, iflas kararının sadece «gerçek kişi» yönünden bozulması halinde, davacının iflasına karar verilmeyen «gerçek kişi» yönünden feragat edebileceği, fakat «tüzel kişi» ile ilgili iflas talebinden feragat edemeyeceği—
İflâs davasına ait dilekçenin (ve daha sonra «depo kararı»nın) borçlunun -yeni adresi bilinmiyorsa- ticaret sicilindeki son adresine tebliği gerekeceği—
Mahkemece "iflâs takibinin kesinleştiği ilan edilmeden" (ve diğer alacaklılara davaya müdahale ve itiraz imkanı tanınmadan) ve "davalı borçlunun tacir olup olmadığı doğrudan doğruya araştırılmadan" ve "davacının %40 teminat yatırması şartına bağlı olarak" iflâs kararı verilemeyeceği–
Kısa kararda iflasın açıldığı gün ve saatin açıklanmasına karşın, aynı hususun gerekçeli kararda belirtilmemiş olmasının yasaya aykırı (bozma nedeni) olacağı—