Reşit olmayan kimselerin rızalariyle kaçırılmaları veya alıkonulmaları halinde suçun oluşması için, ana babanın veya vasinin rıza ve uygun görmelerinin bulunmamasının gerekeceği- ( TCK 430 1953/6123 sk. İle değiştiridi. )
Bir ceza davasında verilen hükümdeki çeşitli cezalardan en ağırına saptanan harcın, hükümlülüklerine karar verilmiş olan bütün suçlular arasında cezaları oranında paylaştırılarak tahsilinin yasanın ruh ve maksadına uygun olduğu-
Tck.105.de yazılı yarı süre hesap edilirken, kovuşturmadan sonra dava olduğu gibi bırakıldığı ve bu suretle bırakma ( terk ) ve zamanaşımının kesilmesi halleri bir kaç defa olduğu takdirde yalnız bırakma ile kesilme ( kat' ) arasında geçen sürelerin gözönüne alınmasının gerekeceği- ( TCK. 105,1938/3531, TCK 104 1936/3038 sk.ile değiştirilmiştir. )
Dükkan ve kahvehane gibi yerlerde gündüzün yapılan hırsızlık suçları hakkında TCK.nun 491. Maddesinin 4. Bendinin uygulanmasının gerekeceği- ( TCK. 491/b.4. 1953/6123 sk. İle değiştirildi. )
Köy ihtiyar heyetine, yasada belirtilen işleri görmek üzere yaptıkları koşulları, görüşme ve karar yeter sayısı bulunan toplantılarında meydana gelecek sataşma ve hakaretler TCK.nun 268. maddesindeki suçunu oluşturacağı- ( TCK 268 1971/1490 sk.ile değiştirildi. )
Bekçiler zabıtai mania ve adliye vazifelerinde polisin sahip bulunduğu salahiyeti haiz olduklarından, bu vazifeleri sırasında işlenen suçlarda memurin muhakematı kanununun 4'üncü maddesindeki istisnanın uygulanmayacağı-
1306 ( 1891 ) tarihli Men'i Harik Nizamnamesinin altıncı maddesinin uygulanma yeteneğinin kalmadığı-
Devlet ormanında izinsiz hayvan otlatmak suçundan hükümlülüğe ilişkin kararın Yargıtay'da incelenmesinin Üçüncü Ceza Dairesinin görevine gireceği-
Yapılan incelemede, kaldırılan 1331 tarihli yasanın belirsizliğinden doğmuş olan aykırı içtihatların birleştirilmesine ve uzlaştırılmasına gerek kalmadığı-
Mahkemelerden hükümlülük kararı ile birlikte verilen müsadere kararlarının ceza niteliği ve yazılı emrin kapsamına girip girmediği konusunda: yazılı emirlerde bahis konusu olan olayların niteliği ve ilgili olduğu sonuçlar aynı olmadığından, içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığı-( TCK. 36 1933/2275 sk. İle değiştirildi. )