15.06.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan masraflar nedeniyle oluşan Kurum zararının davalı işverenden 5510 Sayılı Yasa gereğince rücuan tahsili istemi-
5510 Sayılı Kanun'un 21/4 maddesinde açıkça iş kazasının üçüncü bir kişinin kusuru sebebiyle meydana gelmesi halinde sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin “yarısının” rücuya tabi olacağının düzenleniği; davacının hesaplanan maddi zararından Kurum tahsisinin tenzili sırasında 5510 Sayılı Kanun'un 21/4 maddesinin gözetilerek dava dışı forklift sürücünün kusuruna denk gelen ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile davalı işveren şirketin kusuruna denk gelen ilk peşin sermaye değerinin tamamı toplamlarının düşülmesi gerektiği; hesap raporuna itimat ile neticeye varılmasının isabetli olmadığı-
Çalışanın kendi aletleri ile çalışması veya götürü hizmet sözleşmelerinde ücretin, yapılacak işe göre toptan kararlaştırılması imkan dahilinde bulunduğundan, tarafların belli bir fiyat üzerinden anlaşmaları istisna akdinin varlığını göstermediği gibi, götürü sözleşmelerde, bir süre için hizmet etme borcunun mu, yoksa önceden belirlenmiş bir sonucun meydana getirilmesi borcunun mu yüklenildiğinin şüpheli bulunduğu durumlarda, araştırma yapılarak tarafların amacı, durumu ve yaşam deneyimleri gözetilip hukuki ilişkinin saptanması gerektiği-
Aksine kanun hükmü bulunmadıkça hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği-- İlk peşin sermaye değerli gelirinin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunduğu-
Kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- İş kazası veya meslek hastalığına birlikte sebebiyet veren sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması durumunda ise, işverenden istenebilecek gerçek zararın aşılmamak üzere işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutar, 1. fıkra gereğince kendi kusur payı gözetilerek sorumlu tutulacağı miktarın (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı), üçüncü kişinin 4. fıkraya göre sorumlu olacağı tutar (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) ile toplamı kadar, kanun koyucunun getirdiği “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması karşısında üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tüm davalıların kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerektiği- Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması gerektiği- Ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınması gerektiği-
Davacı Kurum; iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsiline karar verilmesini istemiş olup; davalılardan üçüncü kişiler yönünden davanın yasal dayanağının 5510 s. Kanun'un 21/4. maddesi olduğu- “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” (5510 s. K. mad. 21/4) hükmü karşısında; davalı üçüncü kişilerin, Kurumca sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının kusur karşılığından sorumlu olduğunun gözetilmesi gerektiği-
21.09.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve cenaze gideri nedeniyle oluşan Kurum zararının 5510 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca tahsili istemi-
Davacı Kurum; iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının 5510 s. Kanun’un 21/1'inci maddesi uyarınca davalı işverenden rücûan tahsiline karar verilmesini istemiş olup, kömür madeninde daha önce göçük meydana gelen ocağının girişine bir insan girebilecek kadar delik açılarak üzerine girilmesinin yasak olduğuna dair levha asıldığı hâlde, tanık beyanlarına göre işverenin talimatı ile artık malzemelerin toplanmakta olduğu, daha önce içeri giren bir işçinin ocakta oksijen bulunmadığını söylediği, buna rağmen 57 yaşında olup tecrübeli olduğu iddia edilen sigortalının vagona bağlı bir halatı almak için ocağa girdiği ve havasız kalma ve toksik gaz inhalasyonu nedeniyle vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece, ilkinden farklı olan ikinci kusur raporu esas alınmak suretiyle istem hüküm altına alınmış ise de; anılan raporlarda kısmen farklı gerekçelerle farklı oranlarda davalı kusurları belirlendiğinden bu açık çelişki giderilmeden raporlarından birine itibar edilemeyeceği- Mahkemece, yeniden kazanın meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan önceki raporları tartışan, 5510 sayılı Kanunun 21, 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu'nun 77’nci maddesine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, söz konusu çelişki giderilip, işverenin kapalı ve denetimsiz ocakta çalışması talimatı vermesi ile sigortalının yaş ve tecrübesinin olaya etkisi de tartışılmak suretiyle davalının kusur oran ve aidiyetinin gerçeğe uygun olarak tespiti gerektiği-
Asıl işverenin işçisinden dolayı taşeronun 3. kişi kapsamında kusuru saptanamaz ise sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı- Gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması; sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabının; ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatının hesabı gerektiği- Gerçek zararın önceki bozma ilamında açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi gerekirken, gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında (%20) indirim yapıldıktan sonra, davalının kusur oranı (% 80) karşılığında tazminata hükmedilerek, mükerrer kusur indirimi yapılan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
5510 sayılı K. mad. 21 gereğince, ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması gerektiği-