Rücuan tazminat istemi-
Lahmacun-pide salonunda 12 kg'lık LPG tüpünün gaz kaçırması nedeniyle, ortama yayılarak patlaması sonucu kazalı vefat etmiş olup, mahkemece; tanık beyanları ve genel vekaletname gözetilerek işyerinin fiilen kazalıya ait olduğu kabul edilmiş ve bu nedenle davanın reddine karar verilmişse de; kaza nedeniyle soruşturma yapan sigorta müfettişine ifade veren davalının babası ve davalı işyerinin davalıya ait olduğunu doğrulamaları, bu konuda bir itiraz da bulunmadıkları gözetildiğinde husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan harcama ve ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca rücuan tazmini istemi-
Rücuan tazminat istemi-
Rücuan tazminat istemi-
İş kazası sonucu vefat eden sigortalının anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin davada, davanın niteliği göz önünde tutularak davacı babaya iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanıp bağlanmadığının saptanması, bağlanmamış ise Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunması giderek Kurum aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre gelir bağlanır ise hesaplamanın bu durum dikkate alınarak yapılması ve ortaya çıkacak zararlardan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin indirilmesi suretiyle karar vermekten ibaret olduğu-
Rücûan tazminat istemi-
Rücuan tazminat istemi-
31.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masraflarının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
İş kazası nedeniyle sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve geçici iş görmezlik ödeneğinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı işverenden rücuan tahsili istemi- Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerektiği- Davanın yasal dayanaklarından olan ve kusursuz sorumluluk halini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 23.madde şartlarının varlığı usulünce araştırılması gerektiği- Rücu alacağından sorumluluk belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerektiği ve gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması, sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar, ölüm halinde destekten yoksun kalma tazminatı hesabı dikkate alınması gerektiği- Uzman bilirkişi tarafından rapor düzenlenerek hak sahibi eşin ve çocuğun gerçek zararının hesaplanması, bu miktar gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılıp düşük olan tutara hükmedilerek işverenin sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği- Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla neden olmaları durumunda, teselsül hükümleri kapsamında bu kişilerin birlikte sorumluluklarının olacağı ve kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- İş kazası veya meslek hastalığına birlikte sebebiyet veren sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması durumunda ise, işverenden istenebilecek gerçek zarar aşılmamak üzere işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutarın, kendi kusur payı gözetilerek sorumlu tutulacağı miktarın (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı), üçüncü kişinin sorumlu olacağı tutar (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) ile toplamı kadar olması, “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması düzenlemesi karşısında üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tüm davalıların kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerektiği- Bu yaklaşım ve uygulamanın, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücu edemeyeceği miktarı Kuruma ödemek zorunda bırakmadığından da hakkaniyete uygun olduğu-