Davacı tarafça davalı araçları için düzenlenen kasko poliçelerine ait primlerin davalı adına sigorta şirketlerine ödenmesi nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
TTK. mad. 1420 gereğince sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebelerin 2 yılda zamanaşımına uğrayacağı; davacı tarafın, davalıya karşı ödeme yapması için takip başlatıldığı; 2 yıllık zamanaşımını kesen veya durduran icra takibinin varlığı iddiasının bulunduğu sözleşmeye dayalı rücu talebi ile açılan bu davada, söz konusu takip dosyası ve hasar dosyası getirtilerek, olay mağduru 3.kişinin (yaralanan-hasar gören) davacı sigortaya ne zaman başvuru yaptığının veya ibraname alıp almadığının; başvuru tarihinden veya ödemeden sonra ibraname almışsa bu tarihten itibaren dava tarihine veya icra takibi yapmışsa bu tarihe kadar 2 yıl geçip geçmediğinin mahkemece değerlendirilmediği; bu durumda, mahkemece, davalı vekilinin süresindeki zamanaşımı def'inin değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili tarafından; idare mahkemesininde açılan ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararı üzerine HMK 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde usulüne uygun bir şekilde, adli yargıya başvurulmamışsa da, bu dava -TBK'nın 158. maddesinde belirtilen- altmış günlük süre içerisinde açıldığından, mahkemece; eldeki davanın idare mahkemesinde açılan dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin korunduğunun kabulü gerektiği- Makine kırılması poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davacının halefiyet kuralı çerçevesinde 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulmasının isabetsiz olduğu- Davacının eldeki adli yargıda harç yatırarak açtığı dava tarihi TBK m.158'de öngörülen 60 günlük süre içerisinde olup zamanaşımı süresi dolmadığından, mahkemece, zamanaşımı def'isinin reddi ile, işin esasına girilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalı vekilinin zamanaşımı def'i dikkate alınarak ıslah edilen asıl alacak kısmı yönünden zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekeceği-Davacı tarafından zamanaşımı süresi içinde asıl alacağın tahsili istemi ile dava açılmış olup, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğundan, davacının faiz alacağına ilişkin hakkını saklı tuttuğunun kabulü gerekeceğinden,mahkemece ıslah tarihinden geriye doğru 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-