İşyeri sigorta poliçesi gereği kısmi olarak açılan tazminat davasında, mahkemece, sigortacı tarafından "sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık ve bu amaçla suç uydurma" iddiası ile yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma/kovuşturma dosyasının, bekletici mesele yapılması karşısında, sigortalı-sanığın kesinleşen ceza dosyasından beraat ettiği, bunun üzerine, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporları mukabilinde sigortalı tarafından ıslahla talep miktarının artırıldığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sigortacının ıslah edilen miktar bakımından rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği yönündeki iddiasının; ceza davasının kesinleşme tarihi ve ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğramasına neden olan diğer durumların sigortalıya atfedilebilecek bir kusurdan doğmadığı, sigortalının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı kısmi davada zararın belirlenmesine ilişkin ilk bilirkişi rapor tarihinden ve ceza davasının kesinleşip zararın teminat dışı kalmasına yol açacak bir durumun bulunmadığının sabit hale geldiği tarihten sonra, zamanaşımı süresi içinde ıslah yaptığı dikkate alınarak, ıslah edilen bölüm için değerlendirme yapılıp hüküm tesisinin gerektiği-
Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsilini talep ettiği meblağı bilirkişi raporu sonrasında ıslah yolu ile arttırmış olup dava dilekçesi ve (HMK mad. 109) kısmi davada, ancak dava konusu yapılan miktar bakımından zamanaşımının kesileceği ve olayın 2014 yılında meydana geldiği, davanın Ağustos 2014'de açıldığı, ıslah talebinin ise Haziran 2017'de yapıldığı gözönüne alındığında, TTK. mad. 1420'de belirtilen süre geçmiş olduğundan, davalının usulüne uygun ve süresinde yaptığı zamanaşımı def'i dikkate alınarak ıslah edilen kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği-
Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları'na göre; sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler, sözleşmenin sona ermesinden itibaren iki yılda zaman aşımına uğrar" düzenlemesinin yer aldığı, somut durumda ise, davacının talebinin, mal sigortalarının bir türü olan zorunlu deprem sigorta poliçesine dayandığı; mal sigortaları bakımından, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1268. maddesinde 2 yıllık zamanaşımı süresi benimsenmiş olmakla birlikte, sigortanın özel bir türü olan zorunlu deprem sigortası bakımından özel zamanaşımı süresi belirlendiğinden, ZDSGŞ'nın C.7. (iki yıllık zamanaşımı) hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiği-
Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davacının üçüncü kişilere ödediği tazminatın, araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle davalıdan rücuen tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Rzikonun meydana geldiği tarihe göre, icra takip tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerektiği- Zamanaşımını kesen ve durduran nedenlerin bulunmadığı, davalı şirket tarafından tazminatın ödeneceği intiba yaratılarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı, tamir yapan şirket tarafından davacı sigortalı aleyhine yapılan icra takibinin ve itirazın iptali davasının zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davalı sigorta şirketinin dava dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
ferdi kaza sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacı mirasçıların davalı sigorta şirketine ne zaman başvurduğu dosya kapsamından anlaşılamasa da, davalı taraf 4.10.2010 tarihinde zararın teminat dışı olduğundan bahisle ödeme yapılamayacağını bildirmiş olup, dava ise 31.1.2014 tarihinde açıldığı, davalı taraf süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğundan 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olup dava zamanaşımına uğramış olduğu-