TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Özel Borç İlişkileri > - Kefalet Sözleşmesi > - C. İçeriği > - II. Ortak hükümler > - 1. Kefil ile alacaklı arasındaki ilişki > Madde 589 - a. Sorumluluğun kapsamı
Kredi kullananın kanser hastalığı nedeni ile ölümü hâlinin sigorta teminat kapsamı dışında olmakla birlikte kredi kullananın ölüm sebebinin kanser hastalığı olduğunun davacı banka tarafından ispat edilmesi gerektiği- Krediye bağlı hayat sigortalarında, sigorta bedelinin asli alacaklısı olan kredi kuruluşunun, sigorta bedelinin ödenmesi yönündeki talebinin tamamen veya kısmen reddedilmesi hâlinde, sigorta şirketine karşı dava açmak ve gerekirse (sigorta bedelinin ödenmeme gerekçesinin çok defa riziko şahsı ile ilgili bir sebebe dayandırılması karşısında) sigorta bedelinin ödenmesi için tüketilmesi gerekli tüm yollarını tüketip, olumlu bir sonuç alınamaması hâlinde mirasçılara başvurabileceği- Bu halde açılan asıl ve birleşen davaların erken açılan dava niteliğinde olduğu, bu davaların açılmasında davacının “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Asıl borçlunun borcunu ödemediği, müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefilin sorumlu tutulamayacağı- Ancak kefilin kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından, kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabileceği-
TBK’nun 589/2-1 maddesi uyarınca kefilin asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından sorumlu olduğundan ve kefilin sorumluluğunun asıl borçlu ile aynı miktarda olması gerektiğinden cezai şart konusunda kefil olan davalı hakkında asıl borçluya oranla daha fazla indirim yapılması doğru olmadığı-
Kefilin, borçlunun tüm borcundan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu; bu durumda kefalet limitinin 150.000,00.-TL olduğu gözetildiğinde hesaplamanın bu çerçevede yapılması gerekeceği-
Kefilin sorumluluğu sözleşme süresince geçerli olup,davalı kefilin sözleşme sona erdikten sonraki erken tahliyeye bağlı olarak istenen alacak kalemleri yönünden sorumlu olduğunun düşünülemeyeceği, depozito bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takip tarihi itibariyle kiralayan kiracı şirketten alacaklı olup,takibin haklı olduğunun kabulü doğru olmadığı gibi kiralayanın kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle takip konusu depozito bedeli üzerinden davacı kiracı lehine icra tazminatı verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı kefilin imzasını taşıyan 16.6.2011 tarihli genel tarımsal kredi sözleşmesinde 27.7.2009 tarihli genel tarımsal krediden doğan borçlar da 16.6.2011 tarihli genel tarımsal kredi sözleşmesine açıkça dahil edilerek bağlantı kurulduğundan kefilin, 27.7.2009 tarihli genel tarımsal kredi sözleşmesinden dolayı da sorumlu tutulması gerekip kefil hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminin kabulünün gerektiği-
Davaya esas icra takibi kredi alacağına dayanmakta olup İİK'nın 67/2. maddesi gereğince likit (bilinebilir) olduğu- Hesabın katı ihtarnamesinden davalı-kefile kat ihtarının tebliğ edilemeyip iade edildiği anlaşılmakla, ihtarnamenin tebliğ edilmemiş olması durumunda temerrüdün takiple gerçekleşeceği-