Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı yüklenici, %60 ses desibel izolasyonunu sağlayacağını taahhüt ettiği halde, bilirkişi raporu da ses desibel seviyesinin %49,4 oranında gerçekleştirildiği belirtildiğinden davalı iş sahibi dosyaya ibraz ettiği 05.09.2011 tarihli satış sözleşmesi ile 1.500,00 TL bedel karşılığında yeni desibel metre cihazı alarak belediyeden canlı müzik ruhsatını alabildiğini savunduğundan yüklenicinin hak ettiği iş bedeli 20.273,00 TL'den, ayıbın giderimi için alınan yeni desibel metre cihazının bedeli 1.500,00 TL düşülerek bulunan 18.773,00 TL'ye yeniden KDV ilave edilmeksizin, ispatlanan ve ihtilâfsız olan 7.000,00 TL ödemenin mahsubu sonucu kalan 11.773,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sözleşme ve ihtilâf konusu avizelerin davalı iş sahibine hangi tarihte teslim ve monte edildiği taraflara sorulup avize yapımı, kurulumu ve çalıştırılması hakkında mahallinde yapılacak keşifte sözleşme konusu avizelerin elektrik bağlantıları teklif formunda yazılı olup sözleşme hükmü haline gelen teknik özellikler ve vasıflara, iş sahibinin amacına uygun ve ayıplı olup olmadığı ayıplı imâl ve monte edilip edilmediği, ayıplı ise ayıpların açık ya da gizli ayıp niteliğinden hangisine uygun olduğu ve ayıp nedeniyle iş sahibinin eserin reddi ile iş bedelinin iadesini, ücretsiz onarım hakkı ile bedelin tenzilini istemekte haklı olup olmadığı ile miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp saptanacak ayıpların niteliği ile kabul edilecek teslim tarihine göre ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı ayıplı ve eksik iş bedeli, cezai şart, kira tazminatı, değer kaybı ile istirdat istemi-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı biçimde davacıya sözleşmede kararlaştırılandan daha küçük alanlı dükkan verildiğinden bahisle aradaki bedelin tahsili istemiyle açılan davada; onaylı projenin davacı arsa sahibine düşen dükkan ile ilgili kısmında davacının imzası bulunduğu anlaşıldığından, bu isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK'nın 21.maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2.bendi uyarınca 8 gün içinde itiraz edilmemesinin, içeriğinin kabul edilmiş sayılması neticesini doğurmayacağı, öte yandan ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibinin eserin ayıplı olduğunu ispatlamak zorunda olduğu-
Taraflar arasındaki eksik ve ayıplı iş bedelinin tahsili istemi-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan alacak davasında, davacı ayıp ihbarında bulunduğuna dair tanık deliline dayanmışsa da, HMK'nun 200. maddesi gereğince, miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı, ne var ki; davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan davacının davalıya bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Islahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla dava konusu haline getirilemeyeceği, sadece eksik ve kusurlu iş bedelinin tazmini hakkında açılmış davada ıslah harcı yatırılmak ve ıslah talebi olduğu belirtilmek suretiyle başta dava edilmeyen “cezai şart” talebiyle verilen dilekçedeki istemin hukuken “ıslah” olarak kabulüne olanak bulunmadığı, bu yolla ayrı bir dava konusu teşkil eden unsurların mevcut davaya ıslah yoluyla dahil edilemeyeceği ve ilk ıslah dilekçesinde yer almayan ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalat bedeli istemi ile ilgili harç da yatırılmadığı ve bu istemin ilk defa 30.09.2013 tarihli dilekçede ileri sürüldüğü gerekçesiyle, cezai şart istemi ile ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalatların bedeline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, sonradan verilen dilekçeyle dava konusu edilmek istenen cezai şart ve ortak alanlardaki eksiklikler hakkında da usulünce bir ıslah ya da ayrı bir dava varmış gibi hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Eksik ve ayıplı iş bedeli ile ilgili talebin kısmen kabulüne karar verilirken, davacı tarafın talep ettiği hususların eksik iş mi, ayıplı iş mi, ayıplı iş ise gizli ayıp mı, açık ayıp mı olduğu yönünde hiçbir ayrım gözetilmemesinin isabetsiz olduğu, mahkemece açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK. mad. 474 gereğince süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK. mad. 477 gereğince haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksik ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümleri fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği ya da sattığı tarihe kadar istenebileceğinden, mahkemece araştırma yapılarak yüklenicinin dava tarihinden önce davacıya ait bağımsız bölümleri teslim ettiğini kanıtlaması durumunda teslim tarihi, teslim ettiğini kanıtlayamaz ise dava tarihi esas alınarak gecikme tazminatının hesaplanması gerekeceği- İnşaatın davalı yüklenici tarafından eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğinin tespiti halinde tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmesi, açık ayıplarla ilgili teslimden sonra davalı yükleniciye TBK. mad. 474 gereğince süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK. mad. 477 gereğince haberdar edilip edilmediği üzerinde durulmalı, yüklenicinin inşaatı eksik teslim ettiği, ancak davacı tarafça eksikliklerin tamamlandığının tespitinde ise, eksik imalat bedelinin davacı tarafça yapılmış şekliyle değil, yüklenicinin sözleşmeye göre üstlendiği nitelikleriyle bedeline hükmedilmesi gerektiği- Zamanaşımının, eserin tesliminde başlatılmasını öngören BK. mad. 363'in (şimdi; TBK. mad. 478), gecikme tazminatını değil, kusura ve dolayısıyla eksik işlere ilişkin olduğu; kira tazminatında zamanaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı ve arsa sahibi gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğinden, her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebilir (muaccel) hale geleceği- Islah dilekçesi HMK döneminde verilmiş olup, ek dava dilekçesine bağlanan sonuçların ıslah dilekçesi için de geçerli olduğunun kabulü gerektiğinden, HMK. 141/1 uyarınca savunmanın genişletilmesinin serbest olduğu aşamada iken davalının savunmasını genişlettiğinin ve bunun geçerli olduğunun kabulü gerekeceği ve bu durumda, ıslah edilen istemin esasına girilmeden önce, davalı tarafın zamanaşımı savunması üzerinde durulması gerektiği- Mahkemece, ıslah tarihinden itibaren geriye doğru 5 yılın sona erdiği tarih esas alınarak mahkeme dosyasında istenen işlemiş faiz alacağı yönünden iş bu davada ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığı, yine iş bu davada konu edilen dönem için önceki döneme ilişkin ıslah ile arttırılan bölümün zamanaşımına uğradığı gözetilerek bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle davalının sorumlu olduğu gecikme tazminatı miktarının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-