Mahkemece, taraf tanıkları ve bilirkişiler huzurunda yeniden keşif yapılarak dava konusu yapılan evin kim tarafından, ne zaman, kimin maddi katkısıyla, kimin nam ve hesabına yapıldığının ayrıntısıyla belirlenmesi, tanık beyanları arasında çelişki bulunması durumunda gerektiği takdirde tanıkların yüzleştirilmesi suretiyle bu çelişkinin giderilmesi, tanık beyanları vasıtasıyla yapılan tespitlerin bilirkişi raporlarına işaretlenmesi ve binanın davacı tarafından yapıldığı anlaşılması durumunda bu yapıların iyileştirme niteliğinde olup olmadığının duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekeceği-
Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise, satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı- Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişinin kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek, fiili taksimin mevcut olup olmadığı saptanması gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazın tapu iptal ve tescil ine ilişkin açılan davada, davalının fiili taksim savunması karşısında mahkemece keşif sırasında tanıklar tarafından gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından işaretlenip fiili taksim bulunup bulunmadığı tespit edilerek, fiili taksim bulunması halinde davanın reddi, bulunmaması durumunda ise davalı resmi senetle yapılan satış akdinin tarafı olduğundan bedelde muvazaa iddiasına dayanamayacak olup, resmi senetteki ödemiş olduğu satış bedeli ile tapu harç ve masraflarının ödenmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu taşınmazlardaki zilyetlik şerhlerinin kaldırılması ile davacının zilyet olduğunun tespiti isteği-
Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığına göre, öncelikle, taraflara tanıklarını liste halinde vermeleri için usule uygun kesin süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK. mad. 240, 243 ve 259 uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerektiği- Muhdesat tespiti davasının, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılacağı- Muhdesatın tespiti davasının, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu-
Muhdesatın tespiti isteği-
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde inşa edilen üç kat ve teras kattan oluşan evin bulunduğu mahalde keşif yapılıp, her bir kat ayrı ayrı değerlendirilerek , kim tarafından hangi tarihte ne şekilde yaptırıldığı hususlarının taraflar, tanıklar ve uzman bilirkişilerden sorulup öğrenildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan paylı mülkiyetin söz konusu olduğu taşınmaz hakkında açılan bu davada hesaplanan nispi karar ve ilam harcından, keza hesaplanacak yargılama giderinden ve harcı yatırılan dava değeri üzerinden davacılar lehine takdir edilecek vekalet ücretinden, davalıların tapudaki payları oranında sorumlu tutulmasının gözetilmesi gerektiği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilineceği; tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekeceği-
Dava imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olup imar-ihyanın başladığı değil tamamlandığı tarihten itibaren kazanmayı sağlayan süre işlemeye başlayacağına göre davada imar-ihyanın tamamlandığı tarihin belirlenmesinin önem kazandığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları imar-ihyanın tamamlandığı tarih bakımından birbiri ile çelişkili tarihler ifade etmekte olup, taşınmazın 1999 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiği de gözetildiğinde en geç 1979 yılında imar-ihyanın tamamlandığının belirlenmesi halinde davacı açısından mülkiyeti kazanma imkanının doğabileceği-