TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri > - G. İrade bozuklukları > - I. Yanılma > Madde 34 - 3. Yanılmada dürüstlük kuralları
İrade bozukluğu hâllerinde feragatin iptalinin istenebileceği- Dosya numarası yanlış yazıldığından, açıklamada (beyanda) esaslı yanılma (hata) hukuki sebebine dayalı olarak feragatin iptalinde hukuka aykırılık bulunmadığı- "Feragat beyanını içeren dilekçede, dosya numarasının yanlış yazılmış olmasının vekilin işini yaparken özen yükümlülüğüne uymamasından kaynaklanmakta olduğu ve feragatin davalı taraf için oluşturduğu maddi ve usul hukukuna ilişkin sonuçları engellememesi gerektiği, bu nedenle yanılmaya dayanılamayacağı" görüşü ile "dilekçelerdeki esas numarasının ardışık olmasının ve davacı tarafça sunulan feragat dilekçesinin yanılmaya dayalı olarak verildiğine dair dilekçenin ertesi gün verilmesinin yanılma durumunun ispatı için yeterli olmadığı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Asıl dava, borçlu olunmadığının tespiti ve fazla ödenen bedelin istirdadı; birleşen ilk dava, alacak; birleşen ikinci dava ise, itirazın iptali istemine ilişkin olup, bir sözleşmede taraflar dışındaki (üçüncü) kişilerin tanık sıfatıyla imzaları mevcut ise, o sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar hakkında bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi konusunda taraflar arasında bir nevi delil sözleşmesi yapılmış sayılacağından davaya dayanak hisse devri ve borç tasfiye protokolünde imzası bulunan kişilerin beyanlarının değerlendirilip protokole aykırı düşmeyen beyanlarına itibar edilmesi gerektiği-
Davalı banka vekili tarafından, dava konusu sigorta sözleşmesinde acente sıfatı ile hareket edildiği ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceği savunmasının mahkemece değerlendirilme yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu - TMK. mad. 30 gereğince ileri sürülen iddianın ileri sürülüş itibariyle TBK. 34 vd. maddelerinde düzenlenen hükümlerinin ve sonuçlarının, bu kapsamda öncelikle hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
İİK.mad. 191/1 uyarınca iflasın açılması ile borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini kaybettiği ve dolayısıyla malvarlığına dahil değerler üzerindeki hukuki işlemlerinin iflas alacaklılarına karşı geçersiz olduğu- Davacının İİK. mad. 254 kapsamında verilen iflas kapatma kararının ilan edildiği, BK.nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarih itibarıyla başlaması gerektiği, zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu,davacı yanca iflas tasfiyesinin devamı sırasında alacaklı ile yapmış olduğu protokol kapsamında alacaklıya ve vekiline yaptığı ödemelerin İİK. mad. 191 gereği iflas alacaklılarına karşı hükümsüz bulunduğu, müflis borçlunun yasada öngörülen geçersizliğe dayanılarak iade talebinde bulunamayacağı, borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından davanın reddi gerektiği-
Hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, aksi takdirde tazminat isteğine ilişkin açılan davada, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı, hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığının her türlü delille ispat edilebileceği- Borçlar Kanunu’nun 31. maddesi (TBK md 39) hükmü uyarınca; iradeyi fesada uğratan sebeplerden dolayı açılacak davaların, ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl için açılması zorunludur. Anılan yasal düzenlemede öngörülen bu süre zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre niteliğinde olup, hakim tarafından davanın hitamına kadar re’sen gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
İradeyi fesada uğratan sebeplerden dolayı açılacak davaların, ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl için açılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, hakim tarafından davanın hitamına kadar re’sen gözetilmesi gerekeceği-