Sıra cetveline ilişkin şikayetin kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği- İhtiyati veya kesin haciz, tasarruf yetkisini kısıtlayan bir cebri icra müessesesi olduğudan, haczedilmiş paranın temliki, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği- Şikayet olunanın, hak ediş alacağının bir kısmını şikayetçi vergi dairesi ve diğer şikayet olunanların haczinden önce temlik aldığı, bu temlik nedeniyle temlik edilen miktar üzerinde diğer alacaklıların tasarruf yetkisinin kalmadığı görüldüğünden, bu miktar üzerine haciz koyduramayacakları, şikayetçinin hakediş alacağının bu kısmı yönünden geçerli bir haciz işleminin bulunmadığı, bu kısım yönünden de sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayet olunan yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmiş paranın temlikinin, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği- Temlik, borçlunun muvafakatine tabi değil ise de, İİK. mad. 86/3 uyarınca "iyiniyet kaidelerine aykırı olarak taşınır mahcuz mal üzerinde üçüncü şahsın iktisap ettiği hakların, alacaklının hacizle o mala taallük eden haklarını ihlâl ettiği nispetle batıl olduğu"- Henüz kesin haciz ve dolayısıyla satış isteme yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin, 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK. mad. 264 uyarınca,, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı- 
Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payının, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. mad. 94); icra dairesinin ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olu; haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haczin, bildirinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için ise İİK. mad. 88 uyarınca, evraka fiilen el konulmasının zorunlu olduğu, bu sebeple haciz müzekkerlerinin tebliğ edildiği tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
İyiniyet kaidelerine aykırı olarak mahcuz menkul mal üzerinde üçüncü şahısların iktisap ettiği hakların alacaklının hacizle o mala taalluk eden haklarını ihlal ettiği ölçüde batıl olacağı- Alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik geçersiz olarak yapılan satış sonrasında davacı üçüncü kişinin İİK. 96 vd. maddelerine dayalı açtığı istihkak davasının reddedilmesi gerekeceği-
Yedieminde bulunan hacizli malı iyi niyet kurallarına aykırı olarak satın alan üçüncü kişinin iktisap ettiği hakların alacaklının hacizle o mala taalluk eden haklarını ihlal ettiği oranda batıl olacağı (İİK. mad. 86/3)-
Davacının davaya konu aracı başka icra dosyalarındaki hacizlerden sonra ve ihtiyati haciz kararının alındığı gün sabah çok erken saatinde resmi mesai başlamadan saat 07.43'de satın almış olması alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemlerden olduğu ve davacının İİK. mad. 86/2’de öngörülen iyiniyet karinesine dayanamayacağı-
Davacı ile borçlu ve oğlu arasındaki mevcut samimi ilişki ve davacının hacizli arabanın muhafazası sırasında olay yerinde hazır bulunması birlikte değerlendirildiğinde, davacının fiili hacizden haberdar olmasına rağmen bundan sonra bu aracı noterde düzenlenen sözleşmeyle satın alırken iyiniyetli bulunmadığının kabulü gerekeceği ve davacının iktisabının İİK. 86 uyarınca alacaklı yönünden geçerli olmayacağı–
Marka ve ayırt edici ad ve işaretlerin maddi bir varlığa sahip olmadığından zilyetliğe de konu olamayacakları, bu nedenle, İİK’nun taşınır mallarla sınırlı olan 86. madde hükmünün markalar hakkında uygulama alanı bulamayacağı; sicilinde haciz şerhi bulunan markanın sahibi tarafından -«alacaklının muvafakatını ve icra müdürünün müsadesini» sağlamadan da- başka kişilere devir edilebileceği–
Haciz kararının talep tarihinden geriye dönük olarak verilemeyeceği (ve uygulanamayacağı); haczin verildiği tarihten itibaren hüküm ifade edip sonuç doğuracağı–
Borçlunun -ihtiyati haczin uygulanmasından sonra- ödeme emrine itiraz edip takibi durdurmuş olmasının, ihtiyati haciz tutanağında yazılı menkuller hakkında yediemin değiştirme ve muhafaza tedbiri yönünden işlem yapılmasını engellemeyeceği–
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor