TTK. 105/2 hükmü "yabancı tacirler adına acentelik yapan kişiler ve şirketlere temsil ettiği tacirler bakımından izafeten dava açılabileceği ve bunun aksine düzenlemelerin geçersiz olduğunu" düzenlediğinden, yabancılık unsuru bulunan sözleşmedeki yabancı mahkemenin yetkisini kabul eden "yetki şartı"nın geçersiz olduğu-
Taşıma tarihinde yürürlükte olan 6762 s. TTK. mad. 119 uyarınca; acentenin, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetli olduğundan, bu mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acentenin, müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği- Davacı vekilinin hem dava dilekçesinde, hem de duruşma tutanağına yansıyan beyanıyla, asıl taşıyıcıya izafeten acentesi olan davalıya karşı yargılamaya devam edilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
17. HD. 01.06.2017 T. E: 2014/24922, K: 6288-
Kanuni rehin hakkı sağlayan “gemi alacağı”nın olması için TTK.nun 1320. maddesinde belirtilen alacak kalemlerinin, “geminin malikine, kiracısına, yöneticisine veya işletenine karşı doğması” gerekmekte olup, takipte asıl borçlu olarak gösterilen acentenin bu sıfatlardan hangisini haiz olduğunun varsa belgeleriyle birlikte gösterilmesi gerektiği- Gemi alacağının kaynağı olduğu iddia edilen liman hizmetleri, TTK.nun 105/1. maddesi uyarınca, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişi (ya da kişiler) ile acente arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı ise, bu kişiye (yada kişilere) izafeten acente aleyhine takibe girişildiğinin belirtilmesi gerektiği- Acentenin TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan birini haiz olduğu (varsa belgeleriyle birlikte) gösterilmediği gibi, liman hizmetlerinin sağlanmasının, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişilerle yaptığı acentelik sözleşmesinin gereği olduğundan bahisle, acentenin doğrudan taraf olarak gösterilmesinin de mümkün olmadığı- “Kanuni rehin hakkı” kapsamında kaldığından bahisle yapılan “rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte”, asıl borçlu ile rehin konusu edilen şeyin malikinin 3. kişi olması halinde, zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle rehnedilen şeyin malikinin, takipte, birlikte ve doğru olarak gösterilmesi gerektiği- Mahkemece, kanuni rehin hakkı olduğu iddiasıyla başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, asıl borçlunun, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan hangisini haiz olduğuna dair ibarenin yer almaması, dolayısıyla kanuni rehin hakkının asıl borçlusu olup olmadığının saptanamaması yanında, geminin maliki ya da ona izafe edilerek kişi ya da kişilere karşı takip başlatılmayarak, zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırı hareket edilmesi nedeniyle re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acenteye karşı doğrudan dava açılamayıp asaleten husumet yöneltilemeyeceğinden, acente aleyhine değer kaybının tahsili amacıyla açılan davanın husumetten reddi gerektiği-
Konşimento incelendiğinde taşıyan firmanın acente olduğu görüldüğünden itirazın iptali davasının ve takibin davalıya acente sıfatıyla yöneltilmesi gerekirken doğrudan yöneltilmesinin pasif husumet yönünden reddi gerektireceği-
Yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizine ilişkin davada, asıl borçlunun acentesinin yanlış gösterilip husumetin doğru kişiye yöneltilmediği gerekçesiyle davanın reddedilmeyip, dava dilekçesinin asıl davalıya tebliği suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Nakliyat emtea sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemi-
Davalının gerçekleştirdiği taşıma sırasında yükte meydana gelen hasar nedeniyle davacı sigortacının sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkin davada, TTK. mad. 105 gereğince sözleşmeden doğan anlaşmazlıkta, acente bu sözleşmeye aracılık etmemiş veya sözleşmeyi akdetmemiş ise, müvekkili namına dava açamayacağı gibi kendisine de müvekkiline izafeten dava açılamayacağı- Mahkemelerde tarafları sadece avukatların temsil edebileceğinden acenteye temsilci sıfatıyla husumet yöneltilemeyeceği-
TTK'nın 105. (6762 s.TTK m. 119 ) maddesi uyarınca bu tür sözleşmeler için acenteye karşı müvekkili adına takip yapılabileceği, somut uyuşmazlıkta ise, müvekkili adına davalı yana karşı yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, ortada usulünce başlatılan doğru hasma yöneltilen bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-