Mahkemece, imar planları incelenerek sözleşmenin ifasının hangi tarihte imkansız hale geldiğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, ifa imkansızlığından itibaren tarafların verdiklerini geri isteyebilecekleri de dikkate alınarak, davacı yüklenicinin ifa imkansızlığından sonra davalıları, verilen paranın iadesi konusunda BK. nın 101. maddesine uygun şekilde temerrüde düşürüp düşürmediği belirlenerek, temerrüt olgusunun varlığı halinde ödenen miktarın bu tarihten itibaren faiziyle, temerrüt olgusunun bulunmaması halinde ise, ödenen miktarın dava tarihinden itibaren faizine hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacının ipoteğinin kayıtsız şartsız borç için verilmesi, sözleşmenin eki olan ödeme planında ödenecek miktarlar ve vadelerinin BK nun 101. maddesine göre açıklanması, ipoteğin doğmuş bir borç için tesis edilmesi nedeniyle ana para ipoteği olduğu, kredi sözleşmesi ile ipotek belgesinde faiz oranlarının yazılmasına rağmen tapu siciline zuhulen işlenmeyen faiz kaydının üçüncü kişilere karşı geçerli olduğu, kredinin ticari kredi olmaması nedeniyle faiz oranlarının sabit olduğu, davalı bankanın alacağına mahsuben ipotekli taşınmazı alması nedeniyle ihalenin kesinleşmesi tarihine kadar ipotek belgesinde belirlenen faiz oranı üzerinden faize hak kazandığı, iflas tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile ... TL alacağın 4. sırada iflas masasına kayıt ve kabulüne, asıl davada fazlaya ilişkin istem ile birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davalı kooperatifin BK'nun 101.maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı ile temerrüde düşürüldüğü tarih tespit edilmeden 01.07.2007 tarihinin temerrüt tarihi olarak belirlenip karar verilmesi doğru olmadığından, davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin araştırılması ve uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği- Kooperatifler yaptıkları faaliyet ve kuruluş amaçları bakımından tacir olarak kabul edilemeyeceklerinden kooperatifin ortağına yapacağı ödemede temerrüde düşmesi halinde uygulanacak temerrüt faizinin yasal faiz oranları üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulca bu yönde karar alınması ve davanın da denetçiler tarafından açılması gerekeceği- HMK’nun 54. maddesi hükümleri de gözetilerek bu kararın mevcudiyetinin tesbiti gerekeceği-
Takip tarihinden önce davalı alıcının temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz isteminin reddi gerektiği-
Kira sözleşmesinde "aylık kira bedelinin 31.12.2006 tarihine kadar Kdv hariç 16.700 TL, 2006 ve daha sonraki yıllara ait kira bedellerinin ise bir önceki yıla ait kira bedelinin DİE-Tefe artış oranının bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık artış oranında arttırılması ile tespit edileceği" belirtildiğinden, 2006 ve sonraki yıllarda kira parasının DİE-Tefe yıllık artış oranına göre hesaplanması gerektiği- Mahkemece yıllık Tefe oranı esas alınarak alacağın buna göre hesaplanması, asıl alacağa bağlı olarak da faiz ve KDV oranının belirlenmesi, faiz başlangıç tarihinin de BK. mad. 101 uyarınca sözleşmede kararlaştırılan ödeme günü esas alınması gerektiği-
BK. nun 101. maddesi uyarınca taraflar arasında müttefikan bir ödeme günü kararlaştırılmadıkça, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı- Taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinde ödeme koşulları ve zamanı düzenlenmiş ve “faturanın kesilmesini takiben 90 gün içinde ödeme yapılacağı” öngörülmüşse de, faturanın tarihi önceden belli olmadığından, anılan sözleşme hükmünün, BK. nun 101 maddesi anlamında “ödeme gününü kesin olarak belirleyen bir düzenleme” niteliğinde kabul edilemeyeceği-
Dava konusu çek zamanaşımına uğradığından kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmiş olacağı- Bu durumda temerrüt tarihinin BK.’ nun 101. maddesi hükmüne göre belirlenmesi gerektiği- Takipten önce temerrüt ihtarı çekilmemişse temerrüdün takiple oluşacağı ve çek bedeliyle takipten itibaren işleyecek faize hükmedilmesi gözetilmemesi, çek tazminatı ve banka komisyonlarına da hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, takip talebinde istenen %85 oranındaki faizin dayanaklarının gösterilmemesinin ve mahkemece de bu konuda araştırma ve tartışma yapılmamasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Faizsiz ve süresiz olarak kurulmuş olan ipoteklerde, borcun muaccel hale gelmesinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğu, bu durumda borçlunun ihtar ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtardan itibaren temerrüt faizi isteyebileceği -Daha önce alacaklının ihtar göndermemiş olması halinde, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı–
Borçlunun temerrüdünün banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesabın kesilmesinden sonra borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede belirtilen ödeme süresinin bitmesinden itibaren oluştuğu- Temerrüt tarihindeki asıl alacak ve akdi faizden oluşan ana alacağa %50 faiz uygulanacağı-