Tüketicinin, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 198.maddesine göre, alıcının teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlü olduğu- Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılacağı- Gizli ayıpların dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede) ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması gerektiği- Gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükünün davacıda olduğu-
Mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla davacının sattığı kumaşların ayıplı olduğu ve davalının bu ayıbı süresi içinde usule uygun şekilde ihbar ettiği vakası yönünden davalı bakımından kazanılmış hak doğduğu- Mahkemece bu kazanılmış hak olgusu gözden kaçırılarak "davalının davacıya usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığının" kabul edilmesinin hatalı olduğu- Davacının davalıya sattığı kumaşların ayıplı olduğu ve ihbarın süresinde yapıldığı hususu artık kesinleştiğinden davacının ayıplı kumaş bedelini davalıdan talep edemeyeceği- Davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağı olmayınca davalının da karşı davası olmayıp takas mahsup talebi olması karşısında artık davalının zararının hesaplanmasının bu dosyanın sonucuna etkisi kalmadığı-
Satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkin davada, kat maliklerinin mülkiyetinde olacağı taahhüt edilen yeşil alanın kamuya ait parseller üzerinde bulunmasının, davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği sabit olup konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş olup bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açılabileceği-
Gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükünün davacıda olduğu- Mahkemece, bilirkişi heyetinden, “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatlar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları zaman dilimi de dikkate alınarak ek rapor tanzimi gerektiği- Bağımsız bölümdeki m2 eksikliğinin "açık ayıp" niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği- 
Tespit edilen hususların açık-gizli ayıp olduğu konusunda bir ayrım yapmayan bilirkişi raporunun hükmüne esas alınamayacağı- Davalının "süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı"na ilişkin savunması da değerlendirilmemiş olduğundan, mahkemece talep ve tespit edilen ayıplı işlerden hangilerinin açık ayıp, hangilerinin gizli ayıp niteliğinde olduğu bilirkişi raporu ile ayrı ayrı belirlendikten sonra, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının saptanması gerektiği-
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da "gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine" dair bir hüküm bulunmadığı- Tüketici Kanun'da gizli ayıba ilişkin hüküm bulunmadığından, Türk Borçlar Kanununun bu konudaki 223. maddesinin uygulanacağı- Davacının konutu teslim ile dava tarihine göre beş kış mevsiminin geçtiği görüldüğünden, daire ve ortak alanlardaki gizli ayıpların süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği- Davacının dairesi ile ortak alanlardaki eksik imalatlar yönünden, idarece kurulan komisyon ile yüklenici müteahhit firmalara eksik imalatların ne kadarının tamamlatılıp tamamlattırılmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İş sahibinin, eserde gizli ayıpların bulunduğunu anlar anlamaz derhal bu ayıpları müteaahite bildirmek ile mükellef olduğu-
İnternet sitesinde verilen ilan üzerine satın alınan aracın km'si ile oynandığı anlaşıldığından gizli ayıp sebebiyle uğradığı zararın mahkemece değerlendirilmesi gerekirken, "davacının satış işlemi sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı şirket adına çıkarılan dava dilekçesinin tebliğ edilemediği ve adı geçen davalı yönünden taraf teşkili sağlanamadan yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm oluşturulduğu anlaşıldığından hükmün bozulması gerektiği-
Konusunda uzman bilirkişi heyetinden “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatlara ilişkin ayıpların tek tek neler olduğunun belirlenerek , ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği) zaman dilimi ve tarafların delilleri dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği- Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından, eksik ifa ile ilgili kalemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-