Yargılama sırasında dava konusu taşınmazlarının değerinin belirlenmesi üzerine davacı vekili tarafından bu miktar üzerinden harç tamamlanmış, davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği belirtilen tarihten itibaren aylık 60.000,00 TL olmak üzere dava tarihinden sonrasını kapsayacak şekilde toplamda seksen ay üzerinden ecrimisil talebinde bulunulduğu, bu durumda davacının dava tarihinden sonraki dönem içinde kalan ecrimisil talebi erken açılan dava niteliğinde olup, dava tarihinden sonraki döneme ilişkin ecrimisil talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı- Davacının sözleşmenin feshedildiğini belirttiği tarihten dava tarihine kadar geçen süre içerisinde ecrimisil talebinde bulunmasında hukuki yararı olduğunun kabulü ile bu dönem içerisinde kalan ecrimisil talebi hakkında verilen red kararı nedeniyle davalı yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi, davacının dava tarihinden sonraki dönemi kapsayan ecrimisil talebi hakkında ise karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti tayini gerektiği- Reddedilen ecrimisil talebi yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
"Müvekkilinden masraflar için avans almadığını" iddia eden avukatın bu iddiasını ispat etmesi gerektiği- Hapis hakkının hukuki tanımından, sadece vekalet ücreti alacakları ve yapılan giderler oranında hapis hakkını kullanması ve avukatın müvekkili nam ve hesabına tahsil etmiş olduğu alacak ve değerlerden, ücret ve masraf alacağından fazla bir miktarını “hapis hakkı” adı altında elinde tutmaması gerektiğinin anlaşıldığı- Davacı (karşı davalı) müvekkil beyanından, "masrafın başta peşin olarak avukata ödendiği, ancak daha sonra (2009 yılından itibaren) yapılan tahsilatlardan masrafların karşılandığı" anlaşıldığından, mahkemece, davalı (karşı davacı) avukatın yaptığı tahsilatlardan müvekkile yapılan ödemeler, 2009 yılından itibaren yapılan takip ve dava dosyalarında yapılan masraflar, azil tarihi itibariyle vekilin kesinleşmiş dosyalardaki vekalet ücret alacağı düşüldükten sonra bakiye kalan bedelin davacının hapis hakkını karşılayıp karşılamadığı konusunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden, dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davalı tarafından parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan "parmak izinin ihtiyar heyeti ve o yerde tanınmış iki şahıs tarafından onaylanmasına" yönelik düzenleme (HUMK. 297) karşısında; sözleşmenin usulüne uygun şekilde onaylandığından söz edilemeyeceği gibi, davalı tarafça parmak izi açıkça inkar edildiğinden, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak kabulünün de mümkün olmadığı- Sözleşme geçersiz olduğundan, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmayan ortaklığın giderilmesi davasında, davacı avukatın isteyebileceği akdi vekalet ücreti, hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) AAÜT'deki maktu vekalet ücreti kadar olacağı-
Avukatın kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde vekalet ücretinden dolayı rüçhan hakkı bulunduğu, bu şekilde kazanılmış bir alacak yok ise bu alacağın 4. sıraya yazılması gerektiği-
Sıra cetvelinde yer verilecek vekâlet ücret miktarı, vekâlet sözleşmesindeki miktara göre mi, mahkemenin hükmettiği vekâlet ücretine göre mi belirlenmelidir?
Avukatın sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına haiz olduğu- Rüçhan hakkının "vekaletnamenin düzenlenme tarihine" göre, vekaletname umumi ise, iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alacağı- Başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi, "alacaklı vekili" olarak borçlu iş sahibini temsil ettiğinden, şikayetçinin, iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvuru tarihinin, şikayet olunanların haczinden önce olduğundan şikayet olunan alacaklılara 1. ve 2. sırada yer verilmesinin hatalı olduğu, mahkemece Avukatlık Kanunu mad. 164/2 kapsamındaki sınırlar kapsamında kalmak kaydıyla, şikayetçinin alacağının rüçhanlı olduğu gözetilerek sıra cetvelinin düzenlenmesi gerektiği-