Davaya konu vasiyetnameyi düzenleyen mirasbırakanın, Fransız uyruklu iken 24/05/1950 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenmesi neticesinde 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Türk vatandaşlığını kazandığı, akabinde eşi ölen mirasbırakanın taşındığı Paris’te 20/06/1965 tarihinde Türk vatandaşı olarak öldüğü, dosyada bulunan nüfus ve tapu kayıtları, T.C. Paris Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen ölüm kaydı, akabinde Dışişleri Bakanlığına gönderilen yazı ve vasiyetnamenin açılması davası ile sabit olduğu ve davacının Türk vatandaşı olduğu hususunun davacı Hazinenin de kabulünde olduğu- Vasiyetçinin milli hukuku olan Fransa Hukukunun vasiyetname ile ilgili kısmının muhtevasının gerekirse bilirkişi aracılığı ile incelenmesi, bu hususta tarafların yardımının istenmesi (5718 s.K.m.2/1) ve Yabancı Hukuk Hakkında B. Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümlerinden de yararlanılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dosya incelemesinden; dava dilekçesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun olarak mirasçıya tebliğ edildiği ve adı geçenin davadan usulüne uygun şekilde haber verildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanamadığından mahkemece, temyiz eden mirasçı A.Ç.' nin adresine usulüne uygun olarak tebligat yapılarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği-
Somut olayda,davacının dava dilekçesinde kızını mirasından ıskat etmek için Sulh Hukuk Mahkemesinden vasiyetname düzenlenmesini talep ettiği, mahkemece her ne kadar vasiyetnamede dayanılan ıskat sebebinin gerçekleşmemiş olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de, TMK 'nın madde 538/2 maddesi hükmüne göre Sulh Hukuk Hakimliğince yapılması gereken işin ,bu aşamada vasiyetnamede mirastan ıskat sebeplerinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususu irdelenmeksizin ,vasiyetnamenin düzenlenmesine karar vermek olması gerekeceği-
Bir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik araç gereç yardımıyla binoküler mikroskopla büyütülerek kıyaslama, ultraviyole lambası ve ınfraded ışınları altında tahrifat, belgelerin arka yüzündeki yatık ışık verilerek fülaj izi görüntüsü, alttan aydınlatmalı lambalarla imza kopyacılığı, grafolojik, grafometrik esaslar içerisinde milimetrik mukayeseli ölçümler ve belgelerin niteliğine göre gerekli değişiklik fenni metotlarla yapılmasının, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılmasının; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulmasının; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarını fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesinin şart olduğu-
Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği-Mirasbırakanın; el yazılı vasiyetnameyi, baştan sonuna kadar kendi el yazısıyla yazması ve el yazısı ile imzalaması gerekeceği; mühür ve parmak izinin imza yerine geçmeyeceği, parmak izi, mühür, kaşe ile atılan imzanın vasiyetnameyi geçersiz kılacağı-Mahkemece, murisin ölüm tarihinde yürürlükte olan Medeni Kanun hükümleri somut olaya uygulanarak, sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekeceği –
Mirasbırakan, 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse, ölüme bağlı tassarruf, 01.01.2002 tarihinden önce yapılmış olsa bile şekli anlamda geçerliliğin, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; hangi ortamda, ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapılıp sonuca varıldığı açıklanmamışsa, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmamış olacağından bu nitelikteki bir bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamayacağı-
El yazısı ile vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için başından sonuna kadar vasiyet edenin el yazısı ile yazılmış olması ve düzenleme yeri ile sene ay ve gününün bizzat vasiyetçi tarafından yazılıp imzalanmış olması gerekeceği, sözlü vasiyette olduğu gibi yazılı vasiyetnamenin belli bir süre içinde bir merciye ibraz edilmesi gerekemeyeceği, ne zaman ortaya çıkarsa çıksın geçerliliğini koruyacağı- vasiyetname kanunun gösterdiği şekil şartlarına aykırı düzenlense bile iptal edilmedikçe hüküm ifade edeceği-
vasiyetnamenin iptali davasında muris hakkında çeşitli tarihlerde alınan vasiyetname tarihinde hukuki işlem ehliyetine haiz olup olmadığı konusundaki Adli Tıp kurumu raporları arasında çelişki olduğu anlaşılmakla 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/f. maddesinde; "Adli Tıp Genel Kurulu Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşleri arasında da ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar" hükmü gereğince çelişkinin giderilmesi gerekeceği-
Vasiyetnamenin iptali davasınında vasiyetnamedeki imzanın murisin eli ürünü olup olmadığı hususunda tespit için yapılacak bilirkişi incelemesinden önce murisin; tapu, banka kayıtları vb. yerlerde bulunan belge asıllarında mevcut imzaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafa Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/2176-2148 sayılı mirasçılık belgesinin iptali istemiyle hasımlı, -mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi söz konusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilerek- olarak dava açması için imkan ve süre verilmesinin gerekeceği-